Ana Sayfa Yazarlar 16.06.2021 559 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Aşımızı Yaptıralım….

Dün sabah İl Sağlık Müdürümüz Dr. Mustafa Kasapoğlu ile telefonda kısa bir sohbet yaptık.

Ordu’da vaka sayılarındaki azalmanın mutluluk verdiğini söylediğimde aman rehavete kapılmayalım bu kadar emeğimiz var boşa gitmesin şimdi sıra aşılarını yaptırmayan vatandaşlarımızı aşı yaptırmaya çağırmak hatta onların ayağına giderek aşılarını yapmak olacaktır derken Turna suyu başta olmak üzere birçok uzak noktaya seyyar çadırlar kurarak vatandaşlarımıza aşı kolaylığı sağlayacağı müjdesini verdi.

Oysa yaşadığımız salgının aşı ile son bulacağına inananlar olduğu gibi,  salgına ve aşıya inanmayan, hatta aşı karşıtı olanlar da var…
Tesadüf bu ya; salgının aşı ile sona ereceğine inanan ve aşı karşıtı olan iki isimle, geçtiğimiz günlerde bir ortamda denk geldik…
Aşı karşıtı olan kişi, salgın adı altında tüm yaşananların bir senaryo olduğuna inandığını söyleyerek girdi söze…
Ardından da “Öyle çip takacaklar falan gibi bir şey asla söylemiyorum. Bu yüzden aşı karşıtlığımla alay etmeye falan kalkmayın. Ben bu işin arkasında mutlaka bir varılmak istenen başka bir şey olduğuna inanıyorum. Bakın bir anda salgın çıkıverdi ortaya. Salgınla birlikte müthiş bir aşı endüstrisi peyda oldu. Açın bakın istatistiklere. Salgında ölen sayısı, önceki yıllarda ölen sayısından çok da farklı değil. Bana göre küresel bir senaryo çizilmiş, salgın adı altında bu senaryo uygulamaya konulmuş. O yüzden aşı işine inanmıyorum. Bilime elbette inanıyorum ama bilimin de küresel güçler tarafından kullanıldığını düşünüyorum” dedi.
Kesin kararlıydı düşüncelerinde…
-“yaşadıklarımızı böyle düşündüğüm için asla aşı olmayı da düşünmüyorum. En azından küresel düşüncenin bir aktörü olmak istemiyorum” diyerek, asla aşı olmayacağını tekrarladı.
***
İlk ve ikinci doz aşılarını olan ve salgını ortadan kaldıracak tek argümanın aşı olduğuna inanan diğer kişi ise karşı çıktı ilkinin sözlerine…
-“Ben bilime inanıyorum arkadaş! Başımıza gelen her musibetin arkasında küresel güçler aramanın da artık kabak tadı verdiğine inanıyorum. Dünya daha önce de bir sürü salgın yaşamış. Yaşanan her salgını da o karşı çıkılan aşılar bitirmiş” diyerek başladı anlatmaya…
Ardından da…
-“Ortada binlerce kişinin yaşamını yitirdiği, milyonlarca kişinin hasta olduğu bir virüs ve bu virüs karşısında etkili olduğu bilim tarafından kanıtlanmış bir aşı var. Söz konusu virüs dua ile, büyü ile, okuma-üfleme ile yok olmayacağına göre, tıpkı benzeri diğer hastalıklarda olduğu gibi aşı ile yok olacak.  O yüzden, kusura bakmayın ama ben aşı karşıtlığını aşırı şüpheciliğe, komplo teorilerine ve cahilliğe bağlıyorum.” Dedi.
***
Salgının aşı ile biteceğini savunanın da, aşı karşıtı olanın da söyledikleri neticede sahip oldukları düşünceleriydi.
Düşüncelerinden dolayı da ikisinden birini yargılamak elbette bizim haddimiz de hakkımız da değildi.
O yüzden sadece dinledik her ikisini de…
Fakat…
İlginç olan kısım ise düşüncelerin yukarıda anlattığımız şekilde dile getirilmesinin ardından yaşandı.
Zira…
Aşıya inanan ve aşılarını olan kişi, “Doğrusunu söylemek gerekirse ben aşı olmayan biri ile aynı mekanlarda oturmak, aynı AVM içinde gezmek, aynı araç içinde seyahat etmek istemem. Aşı sayesinde korunduğum salgına, aşı karşıtı bir kişinin taşıdığı virüsle yakalanmak istemem” deyince, ister istemez yeni bir tartışma da başlamış oldu.
Çünkü…
Aşı karşıtı olan kişi bu sözler karşısında  “Benim yaşantımı sırf aşıya inanmıyorum diye kimse kısıtlayamaz. Bu Anayasaya da yasalara da, insan haklarına da aykırı bir durum ortaya çıkartır. İnanmadığım bir aşıyı olmadım diye sosyal yaşantım engellenemez. Bal gibi de gider herkesin girdiği yere girer, oturur ve gezerim” dedi.
***
Sonuç olarak…
Neredeyse 2 yıldır yaşanan salgın sürecinde belirli bir aşamaya gelindi.
Salgının etkisi de, ölüm ve hasta sayıları da azaldı.
Anlaşılan o ki, bundan sonraki süreçte,  salgının gidişatından çok, aşı olanlarla aşı karşıtları arasında yaşanacak tartışmalara sık sık şahit olacağız…
Aşı olmayan ve olmak da istemeyenlere yönelik uygulanması düşünülen bazı sınırlamalar da, bu tartışmaların artmasına ve hatta sertleşmesine sahne olacak gibi…

Bu iki farklı düşünceye elbette saygımız var ama bizim yönümüz her zaman bilime inanmak ve aşımızı yaptırarak sağlıklı günlerimize hep birlikte dönmekten  yana olacaktır.

İlginizi çekebilir

Bu Yazı Okunur

Bu Yazı Okunur

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri