Aslında konuya girmeyecektim…

Öyle ya…

Bizim Aykırı medyacı diye tanımlanan Nevzat Akata yazınca…

Konuya duyarsız kalmama görevi bana da hâsıl oldu…

Ordu’da yapılan bir çok eksiklik, yanlışlıklar dile getirildi…

“Hilmi baba duy” diye seslense de duymamış!

Yani ilgilisi duymuş, duymamış…

İşine gelmiş duymamış…

Bu işle görevli olan işini yapmamış duyurmamış…

Onlar bizi bağlamaz!

Bizi bağlayan taraf ortaya atılan bu kadar çirkin dedikodu ve iftiralara karşı duyarsız kalınması.

CHP’li Milletvekili Dr.Mustafa Adıgüzel’in ortaya attığı iddialar yenilir içilir cinsten değil.

Bu iddiaların doğruluğu tartışılır desekte Büyükşehir Belediyesinde  eski veya yeni bir üst düzey yöneticinin “Köstebek” olduğu kesin…

Zaten birkaç gündür Büyükşehir Belediyesinde Köstebek avının başladığını duyuyorum.

Ucube diye yıkılan Belde Otelin yerine yapılan inşaatların yerinin bir akrabaya 80 milyon liraya satılacağı iddiaları, ihalelerde yapılan kayırmacalar nedeniyle uğratılan 50 milyon liralık zarar ve bu iddiaları piyasaya süren Belediyede görev yapan üst düzey bir yönetici .

Sahi bu iddialar doğru mu yoksa sokak salatası mı bunların açıklanması gerekmez mi?.

Hani bir söz vardır, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye..

Fakat son günlerde bırakın ateşin olduğu yeri olmayan yerlerden bile dumanlar çıkmaya başladı!

Kişiliğinden samimiyetinden hiç şüphe duymayacağımız Büyükşehir belediye Başkanı Dr. M.Hilmi Güler’in bu kadar çirkin iddialara karşı sessiz kalmasına bir anlam veremiyorum.

Başkan Güler’in makam odasının camlarını açarak denizi seyrederken bu söylentilere hazırlayacağı cevapları bir basın toplantısı ile açıklama zarureti doğmuştur.

Yani ben fazla anlamam Asfalt yol mu yoksa beton yol mu daha kullanımlı maliyet açısından hangisi daha cazip..

Bilene sordum, Beton yol maliyet açısından daha uygun ama standartlarına uygun yapılırsa yani yolun kenarlarına oluklar yapılır korumalar yapılırsa dediler.

Sonra anladım ki bizim Belediyelerin BETON Yol sevdası maliyet düşüklüğünden kaynaklanmış!

Konudan konuya atlamak yok bunlar kafaya takılanlar..

Mesela bizim aykırı medyacı Nevzat Akata  dün başka bir konuyu sosyal medyada sayfasına taşımış.

İş makinelerinin fotoğraflarını koyarak, “Hilmi babadan” bazı sorularına yanıt istemiş..

Yine aykırı bir ses olarak tanımlanan gazeteci arkadaşımız Erol Karaer, Kıyılar halkındı diyenlere Kışlaönünde denize uzanan haksız yapılaşmayı resimleyerek sormuş.

Sahi bende merak ediyorum, Kıyılar kimin kimlerin kazanç kapısı..

Yok mu bu şehrin gerçek sahibi..

Allah için hak için Adalet için görev yapacak tüyü bitmemiş yetim hakkı yenmesine müsaade etmeyecek bir Türkiye sevdalısı yok mu?

Varsa çıksın ortaya, bizde ellerimiz şişene kadar alkışlayalım….