TÜRK TÜRK’TÜR… Adaleti istismar ederek, yedikleri herzeye sebep bulmaya çalışanların bir kısmı görüyoruz ki, Türk kimliğini kendilerine göre tarif ediyorlar. Hiç uzatmaya, evelemeye gevelemeye gerek yok! Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanlar için Türk kimliğinin tarifi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm Diyene” vecizesinde anlamını bulandır. Yani, “Kendini Türk hisseden herkes Türk’tür.” Bunun ne ırkçılıkla, ne ayrımcılıkla uzaktan yakından da ilgisi yoktur. Olsa olsa milliyetçilikle ilgisi vardır. Hissetmiyor ise de o da namertliği amel edinmiş zavallıların sorunudur! ABD’nin 72 milletten “Amerikan Milliyetçiliği” oluşturmayı nerede ise başardığı bir zaman diliminde, “Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Millet” diyenlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını 72 millete bölmek için çaba göstermelerini de anlamak mümkün değildir. Bu gibilerin Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’nda; “Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal” diye Türklere seslenmesini de anlayabileceklerini sanmıyorum!
GARİBANA CEZA ZENGİNE ÖDÜL ! Bir garip ülke olduk. Ceza pusulaları peşimizden eksik olmuyor. Ayağımız az yan bassa ona da ceza kesilecek. Pardon aldığımız nefese bile ceza kesilecek diyecektim. Esnafa, vatandaşa, iş insanlarına önüne kim gelirse hükümetin ceza kesmediği kimse kalmayacak neredeyse. Evine, işyerine ceza pusulası gitmeyen vatandaş neredeyse kalmadı. Diğer taraftan Cengiz İnşaat’a 30, Kolin İnşaat’a 36, Makyol İnşaat’a 24, Kalyon Holding’e 19, Limak İnşaat’a 19 kez vergi muafiyeti tanıyan hükümetimiz pazarda mühürsüz yumurta satana 15 bin lira ceza kesmekten imtina etmiyor. Nasıl etsin ki trafik cezalarından 6 milyarın, vergi cezalarından 7 milyar liranın üzerinde gelir hesabı yapılmış. Bütçe açık verdi mi vatandaşın ceza faturaları artacak, trafikten başlayıp vergiye kadar her alanda cezalar uygulanacak, 2021 yılının adı vergi ve ceza yılı olacak. Gariban vatandaş cezaları ödeyecek, öte yandan ihalelerin vazgeçilmez holdinglerine vergi muafiyeti getirilecek, olan vatandaşa olacak. Altta kalanın canı çıksın misali vatandaşın alın terini vergi muafiyeti olan holdinglere akıtılmaya devam edecek. Unutmayın vatandaş alın terini helal etmiyor.
İmam Yaparsa Cemaat Niye Yapmasın! Koronavirüs salgının hızla arttığı bu dönemde alınan çok sayıda önlem kararları var ama bunlara uyan varmı derseniz yüzde 50’nin altında.. Mesela,Cenazelerle ilgili kararlar var… Vatandaşa bunu dayatsanız… Hemen önünüze “Falanca siyasetçinin cenazesinde 500 kişi vardı. Ceza makbuzlarını gösterin ondan sonra konuşun” diye çıkışıyor… Haksız mı? Elbet haklı! Valilik ‘ev ziyaretlerinden kaçının’ diyor… Belediye başkanları sosyal medyada 25-30 kişiyle kısıtlama gününde çekilmiş fotoğraf paylaşıyor… Bazı belediye başkanları ‘Çay davetini kırmadık’ diye resim paylaşıyor… Yani… Alenen süreci sabote ediyorlar! Vatandaş da tüm bunları görüp… “Demek ki bir sıkıntı yok… Başkanlar cümbür cemaat geziyor, ev ziyaretlerinde çay içtiğini paylaşıyor” diye düşünüyor…
Önemli Tespit… Bu köşede yıllardır tekrarladığımız bir tespit var… Ordu’da siyasetçi yetişmiyor. Ya da… Ordu siyasetçi yetiştiremiyor… Ordu gibi bir şehirde, her partide, mevcut milletvekilleri, il başkanları ve belediye başkanlarının dışında en az 10’ar tane potansiyel aday ismi olması ve bu isimlerin şehirde dolaşması lazım. Ama gelin görün ki; sağdan say 5, soldan say 6 kişi… Nedenini sormayın siz gayet iyi biliyorsunuz…
HELAL-HARAM KANTARI! Helal ile haram sadece yer değiştirmedi! Devletin çabaları ile hatırı sayılır oranda insan diye geçinenlerin de kabullenmesi sağlandı. Ama bu dünya da! Ancak bir de bunun maverası yani ahreti yok mu? Sanırım oradaki “helal ile haramın ölçüleceği kantarın” da, dünyadaki ile aynı olacağını zannediliyor!
Ne Güzel İsyan! Sosyal medyada yer alan bir isyan ile bitirelim: “Biz, ilkokulda andımızı bağıra bağıra okuyanlar; Doktor olduk, avukat olduk, mühendis olduk, Gazeteci olduk , öğretmen olduk, sanatçı olduk, işçi olduk, polis olduk, asker olduk, vatan için şehit olduk. Ama hiçbir zaman Andımızda söylediklerimizden utanacak kadar şerefsiz olmadık!”
