Bu yazım elbette tüm siyasileri kapsamıyor ama bir gerçek varki çoğunlukta olan politikacılar, halkı vaatlerle avutup, yalanlarla kandırıyor…
Bu yaptıkları da,  ne yazık ki toplum nazarında  “Siyasi Zeka” olarak değerlendirilebiliyor…
Dahası…
Bunu yapan siyasetçi, “Siyasi zeka sahibi” olmakla övünebiliyor.
Bunun sahip olduğu önemli bir meziyet olduğuyla gurur duyuyor.
***
Kendi gücüyle bir yerlere gelemeyenler, işi masa başında bitirme yolunu seçiyor.
Yani…
Sahada bileğinin gücüyle kazanamayanlar, şike yoluyla kazanma yolunu tercih ediyor.
Bunu yaptıkları da,  ne yazık ki toplum nazarında “Sportif Zeka” olarak değerlendirilebiliyor.
Dahası…
Bunu yapan takımlar ve kulüpler “Sportif Zeka sahibi” olmakla övünebiliyor.
Bunun bir güç, bir meziyet olmasıyla gurur duyuyor…
***
Müşterilerini kazıklayanlar “Ticari Zeka sahibi” oluyor memlekette.
Onlarda bu özellikleriyle övünüyor…
İnsanların iyi niyetlerini suiistimal edenler  “Pratik zeka sahibi” olarak anılıyor.
Gurur duyuyorlar bu özellikleriyle…
Dahası…
İnsanlar kuyruktayken en öne geçenler, Sıkışık trafikte Ambulansın arkasına takılanlar, Engellilere ayrılan yere araç park edenler “Kıvrak  zeka sahibi” olarak görüyor kendisini.
Koltukları kabarıyor böyle bir özelliğe sahip oldukları için…
***
Sonuç olarak;
Her türlü zekâ’ya sahip insanların bolca bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz…
Ticari’den Siyasiye, Sportifinden pratik ve kıvrağına kadar her türlü zekaya sahip insanımız mevcut.
Ne diyelim?
Keşke bu kadar zeka sahibi insanımızda biraz da “Ahlak” olabilseydi…
Keşke…
Bu kadar çeşitli zekaya sahip insanlarımız yerine,  “Ahlak” ve “Ahlak sahibi” olan ve bu meziyetleriyle övünen insanlarımız olabilseydi…