Ana Sayfa Yazarlar 3.02.2021 405 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Kararlılığı Bozmamak Gerek…

Kent araştırmaları yapan ünlü bir şirket  geçtiğimiz günlerde  2020 yılında dünyanın en güvenli ve en tehlikeli şehirleri listesini açıkladı.

Dünyanın en güvenli 10 kenti arasında Türkiye’den sadece Eskişehir yer aldı.

Eskişehir sıralamada dünyanın en güvenli 8’nci şehri olurken Karadeniz’den tek bir şehir ilk 50’ye dahi giremezken dikkatimi çeken ve tebessüm ettiren  bir  diğer konu ise  Karadeniz’den hiçbir şehirin en tehlikeli iller arasında yer almamasıydı.
Nasıl belirlendiğini, kriter ölçülerini, sahiplenme çabalarını, onları, bunları, şunları bırakın bir kenara…
Sonuçta…
Karadeniz’in hırçın dalgaları gibi  yaratmış olduğu algı itibarıyla Karadeniz’de yaşayan insanların güvenilirli ama tehlikesiz olması beni şaşırtmadı desem yerinde bir tespit olmuş olur.

Yazımıza Karadeniz’den başladık, Ordu’dan devam edelim isterseniz. Ordu’da yaşayanların şehirleriyle gurur duymalarına vesile oluşturabilicek en önemli olgunun bana göre, devletin her kurumu ile bu şehirde yaşayan her bir bireyin samimiyeti ve devletine bağlılığıdır.
Ancak…
Bu şehir için gurur kaynağı oluşturabilecek bu durum, beraberinde bazı tehlikelerin de davetiyesi olabilir.
Örneğin…
Huzurlu ve güvenli bir kent, son yıllarda dışarıdan gelerek bu şehirde yaşamaya başlayan kötü niyetli insanların en rahat çalışma ortamı haline rahatlıkla gelmesiyle güvenilirliğin yerine tehlikeli şehirlercarasında yer almasına neden olabilir.
Samsun ve Trabzon arasına sıkışmış doğal güzelliği ile geleceğin yaşam merkezi olma yolunda çok önemli mesafe kaydeden Ordu’nun bir anda bu sahip olduğu özelliğin de verdiği rahatlık nedeniyle uyuşturucu satıcılarının, Tefecilik yapanların, Ahlaksızların kenti haline dönüşebilir.

Bu yüzden, Ordu’nun huzurlu ve güvenli bir kent olmasında emeği geçen başta valimiz Tuncay Sonel’in kararlığı,Emniyet Müdürümüz Doğu Ateş’in tecrübesi ile güvenlik güçlerinden belediyelere, Sivil toplum örgütlerinden kurum ve kuruluşlara ve en önemlisi de, içinde yaşayan her bir bireye kadar, bugüne kadar gösterilen hassasiyetin bundan sonra daha da fazlasının gösterilmesi gerekmektedir…
Sonuç olarak…
Huzurlu ve güvenli kent olmak elbette topyekûn bir çaba sayesinde olur…
Asıl önemli olan, topyekun bir çaba ile sağlanan bu özelliği yine topyekun bir çaba ile koruyabilmektir…

 

 

 

İlginizi çekebilir

Biri Öyle, Biri Böyle Derse…

Biri Öyle, Biri Böyle Derse…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri