Hatırlarsanız, 2019 yılını geride bırakırken 2020 yılı umutların yılı olacağını temenni ediyorduk.

2020 yılından bir çok beklentimiz vardı, Ocak ayı yılın ilk ayı nasıl geçti anlamadık Şubat ayı adı gibi bizler için  hep “Küçük Ay” dı öyle geldi geçti. İş Dünyası ve esnafların korkulu ayı olarak bilinen Mart ayı 2020 yılında öyle bir geldi ki tabiri yerinde ise “bir geldi pir geldi ve DERT ayı olduğunu bir ekz daha gösterdi.” 2021yılına adım atmaya şurada 3 gün kalmasına rağmen hala Mart ayından kurtulamadık. 2020 yılının Mart ayında tüm Dünyayı sarstığı gibi ülkemizide etkisi altına alan Koronavirüs salgını ülkemiz için madden ve maneviyeten bir yıkımın başlangıcı oldu.

Yani diyeceğimiz o ki 2020 Mart ayından bugüne geçen süre “hep hüsran hep hüsran…”
Türkiye’nin gündemi dalgaların gemileri savurup attığı kıyıları alıp götüren hırçın Karadeniz gibi…
Hep dalgalı hep dalgalı…

İçimizde Koronavirüs salgını ile mücadele ederken dışarıda ise  sırtımızı döneceğimiz dost yok…
Artık 2020’nin son günlerine geldiğimiz şu günlerde Ekonomiyi konuşmaya bile gerek görmüyoruz.
Bakın etrafımızda işsizlik almış başını gidiyor yani gençler sadece işsiz değil aynı zamanda geleceklerinden umutsuz.
Hayat pahalı…
Yani…
Nasıl geçti 2020 diye soranlara sadece Koronavirüs desek yeterli olur mu bilmiyorum…
Ama  akla ilk gelenler bu..
Ekonomiyi aklımıza bile getirmiyoruz, önceliğimiz Koronavirüs illetinden biran önce kurtulmak ve 2021 yılının ilk çeyreğinden sonra umut yılımız olmasını dilemekten başka çaremiz yok gibi..
Hep derler ya “gelen gideni aratır”diye Cenab-ı Allah bizlere bir daha 2020 yılını aratmasın…
Ama bir gerçek var 2021 yılının 3-5 ayı için  kâhin olmaya gerek yok…
Ekonomik krizler…
Siyasi krizler…
Yani ülkede yeni yıl denilince…
Bu defa değişen sadece rakamlar olmamalı..
2021 Yılı Virüs illetinin  ekonomimizin bizleri yıkamayacağı biryıl olması için KORONAVİRÜS salgınına nasıl el birliği ile mücadele verdiysek aynen tek yumruk olarak ülkemizinin bütünlüğü için aynı mücadeleyi vereceğimiz yıl olmasını istiyoruz…