Ana Sayfa Yazarlar 2.09.2020 863 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Ekonomi Çöküyor mu…

Rahmetli Maliye Bakanı Adnan Kahveci’nin  sanayicilerle buluştuğu bir toplantıda, “Ülkelerin zenginliği ile o ülkelerde yaşayanların refahı üretime bağlıdır” sözünü hiç unutmam..
Şöyle demişti, “Üretim ekonominin kalbidir. Üretip, ürettiğini sattığın müddetçe, ülkende işler iyi gider.İşsizlik diye bir derdiniz olmaz.Devletin topladığı vergiler artar. Vergilerin artması halkın daha çok hizmet almasını sağlar.Üretimle kazanılan para yeni yatırımların kapısını açar. Ülkeye para girdiği müddetçe kültür, sanat, spor, sosyal yaşam, kısaca aklınıza ne geliyorsa artar.”
Sonuç olarak son cümlelerinde,
Bir ülke üretim ile kurtulur.Üretimin olmadığı ülke bağımlıdır ve sefalete mahkûmdur. Bu yüzden hükümetler üretime önem vermeli, üretimi teşvik etmeli ve üretimin önündeki engelleri kaldırmalıdır.”demişti.
Ama-Fakat-Lakin…

Aradan yıllar geçti hala değişen bir şey yok…
Son yıllarda üretim yapmak enayilik gibi görülmeye başladı.
Üretim yapanlar ya üretimden vazgeçti ya da vazgeçme arifesinde.
Bu durum Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların durumundan da kolaylıkla anlaşılıyor.
Üretim yapmaktan vazgeçenler fabrikalarını ya depo olarak ya da bir başka üretim yapmak isteyenlere kiraya verebilmeme yolunu seçiyor.
Zira…
Kiraya vermesi halinde alacağı parayı, yaptığı üretimle alamıyor.
Üretim her geçen gün azalıyor.
İşçilerin çalıştığı fabrikalar depo oluyor.
İşsizlik artıyor.
Üretim olmadığı için katma değer yaratılamıyor.
Katma değer olmadığı için vergi doğmuyor.
Vergi toplanamıyor ve bu yüzden yatırımlar yapılamıyor.
Toplum zenginlikte, sanatta, kültürde, sporda, kısaca her alanda refah içinde olamıyor.

 

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri