Ana Sayfa Yazarlar 17.06.2020 660 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

İnananlar-Fırsatçılar

AK Partinin son 19 yılına baktığımızda parti bünyesinde  içinde iki ayrı kesim olduğunu görüyoruz…
Birincisi; sahiden inanlar ve savunanlar.
Aslında bunlar, partinin bu günlere gelmesinin temelini oluşturan insanlar.
Fazla bir beklentileri olmayan, değerler üzerinden düşünen ve kaybedecek bir şeyleri olmayan insanlar
Diğeri ise; fırsat kovaladığı için savunanlar.
Bunlar ise, partiyle gönül bağı olmayan, varmış rolü oynayan, selden kütük kapma yarışında olan kişiler
Şu sıralar, fırsat peşinde olanların partiyi savunması, gerçekten sevip inanan insanların savunmasını bir hayli geride bırakmış vaziyette.
Partiyi canhıraş bir şekilde savunuyorlar.
Bu savunma karşılığında da istedikleri fırsatı bir şekilde yakalıyorlar.
Bunlar bunu yaparken, davanın gerçek sahipleri olan sevmiş ve inanmışlar ise tüm bu olup biteni kenardan ve değişik duygular içinde izliyor.
Bazen siyasi görüşüne çok değer verdiğim fikir adamı Salih Kalyoncu ağabeyimin  yaptığı müthiş benzetme misali, AK Parti’de alaylılar ile saraylıların halleri artık tüm çıplaklığıyla yansıyor dışarıya…
Örneğin…
Davaya herhangi bir katkısı olmamış,  Milli bir güreşçinin, üstelik hiçbir eğitimi ve uzmanlığının olmadığı Halk Bankasına yönetim kurulu üyesi olması, AK parti içinde bulunan “sevenler ve inananlar” tarafından tepki görüyor…
Parti içindeki fırsatçıların aynı atamaya bakış açısı ise farklı…
Onlar, bunun başka fırsatlar doğurabileceğini, kendilerinin de bu örnekten hareketle alakasız bir göreve rahatlıkla gelebileceğinin hesabıyla, yapılan atamayı savunuyorlar.
Sonuç olarak…
AK Partide davaya inananlar, davayı kullananlardan yılmış bir vaziyette.
Zira…
Keyfi, inşaatı yapanlar değil, içine bir güzel gelip oturanlar sürüyor…

 

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri