Lebibe Karlıbel
Karlıbel ailesinin çok değerli varlığı hayırsever kişiliği ile tanıdığımız yüreği güzel inan Lebibe Karlıbel büyüğümüzü vefatının 2. Yıldönümünde rahmetle anıyoruz.
Eğitim Gönüllüsü Hayırsever işadamı Ergin Karlıbel’in yarım asırlık yol arkadaşı Levent-Çağatay Karlıbel’in yüreği sevgi dolu biricik Anneleri Lebibe Karlıbel büyüğümüze bir kez daha Allah’ımızdan rahmet diliyor ve ışıklar içinde uyumasını niyaz ediyoruz.
Çok şey değişecek çok…
Bir anda;
Para mal mülk değersiz oldu, şimdi bedava olan hava en değerli şey haline geldi.
Yaşlılara yapılan ziyaret makbuldü, şimdi yapılmayan ziyaret sevgi gösterisi oldu.
Öpüşmek, sarılmak, koklaşmak sevginin en büyük göstergesiydi, şimdi asıl sevginin göstergesi uzak durmak oldu.
Zenginlik mutluluk kaynağıydı, şimdi mutluluğun kaynağı sağlık oldu.
Eskiden Dünya kocaman ve global bir gezegendi, şimdi Dünya ülkelerinin her birinin kapalı sınırları oldu.
Eskiden hapşırana “çok yaşa”, grip olana “Şifayı bulmuşsun” denirdi, şimdi her ikisi de endişe kaynağı oldu.
Eskiden en uzak ülke 10-1-20 saat uzaktaydı, şimdi insanlar kapıdan burnunu dışarıya çıkartmaz oldu.
Eskiden sabun, peçete, maske parayla alınacak en ucuz şeylerdi, şimdi bunların paradan daha değerli olduğu ortaya çıktı.
Eskiden grip 7 günde geçerdi, şimdi ilk 7 günde hastalık ortaya çıkıyor, ikinci 7 günde ya iyileştiriyor ya da öldürüyor.
Bu salgın, çıktığı günden bu yana çok şeyi değiştirdi…
Bundan sonra da çok şey değişecek gibi…
Unutmayalım…
İnsana sadâkat yaraşır görse de ikrah,
Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah.
Açıklaması: İnsan hayatta ne kadar çok hile ve kötülükle karşılaşsa da doğruya bağlılıktan vazgeçmemelidir.
Çünkü, Allah doğruların yardımcısıdır.
Yan Gel yat Osman!
“En kötü gerçek, en güzel yalandan iyidir” doğrusunu bir kenara koyarak, kendini Ağustos böceği haline dönüştüren devlet, vatandaşının karınca gibi olmaması için de elinden ne geliyor ise yaptı!
Kumbaraları kaldırdı, tasarrufu unutturdu.
Yastık altını boşalttığı yetmezmiş gibi, geleceği de (hem de 15-20 yıl sonrası ile) “kredi” denilen faizli melanet ile sattırdı. Vatandaşın da canına minnet!
Dünden razı!
Çaba sarf eylemeden, çalışmadan, üretmeden, “Yan gel yat Osman. Bir avuç bostan” misali tembellik zihniyeti ile zenginleşebileceğini sanan bir ben diyeyim “millet”, onlar söylesin ”ümmet” yarattılar.
KORONA
Koronalı bu günlerin en çok edilen lâfı ne?
“Türkiye hazırlıksız yakalandı!”
Hem devleti (ki açığını gidermek için milletinden kampanya ile para topluyor), hem de halkı (ki tasarruf yapmayı unutup, 5-10 yıl sonrasında kazanacağını var saydığı paraları bile harcadı) hazırlıksız yakalandı bu badireye…
Nasıl yakalanmasın ki?
Türkiye’nin topyekün ben diyeyim “gelecek için hazırlığı”, siz söyleyin “geleceğe yatırımı” diye bir çabası, sıkıntısı yoktu ki!
30-40 yıldır, illa da son 15 yıldır devletin böyle bir hedefe, üretime yönelik hangi yatırımı oldu ki? Olanları da çar-çur edilmedi mi?
Devlet böyle yapınca, halk ne eyler?
Mesela Hoca cemaat örneği gibi…
Yazıklar Olsun Fırsatçılara
Cuma akşamı saat 22.00 sularında açıklanan 2 günlük sokağa çıkma yasağı sonrası vatandaşlar sanki seferberlik ilan edilmişçesine sokağa fırlayıp Fırın market tekel bayiler ve benzinliklere nasıl akın ettiler anlatmak yetmez görmek gerekirdi.
48 saat sokağa çıkma yasağının açıklanmasının ardından20-30 adet ekmek alan mı 10-15 paket sigara alan mı 5-10 5 litrelik su alan mı meyve sebze reyonlarını talan edenleri gördükten sonra Allah’ım devletimize zeval vermesin dedim…
Buraya kadar vatandaşların yaptıkları yanlış diyelim ama asıl yanlışı 5 litrelik suyu 5 liraya satmaya kalkan fırsatçı şerefsizler yaptı. Gözüme baka baka vatandaşa 2 tane 5 litrelik suyu 10 liraya verdi ve bana tabiri yerinde ise “almasın kerizler” sinyali verdi.