ÜŞÜME ELAZIĞ, ARKANDA ORDU VAR…
Elazığ’da meydana gelen deprem sonrası Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Dr. Mehmet Hilmi Güler’in Elazığlı hemşehrilerimizin yaralarını sarmak, acılarını paylaşmak adına yapmış olduğu yardım çağrısına Ordulu hemşehrilerimiz büyük hassasiyet gösterdi. Herkesten Allah razı olsun..
Tekrar Elazığlı kardeşlerimize çok geçmiş olsun diyor, rabbim bir daha böyle afetler ve acılar yaşatmasın diyorum. (Mehmet Altun)
Kural İhlali ve Ceza
Araç sürücülerinin her türlü kural ihlalinde cezalandırılmasına yönelik uygulamaları desteklediğimizi bu uygulamanın sürekli hale getirilmesini istediğimiz bir kez daha kaleme alıyoruz.
Dünyanın her yerinde araç sürücülerin ışıklara uymak durumunda olduğunu, yine her yerde yaya kaldırımlarına yaklaşan sürücülerin yavaşlayıp, yaya geçiyorsa durma mecburiyeti olduğunun bilinmesine rağmen “Nedense bizim ülkemizde böyle bir anlayış yok. Ne ışıklara uyan sürücüler var ne de yaya kaldırımına yaklaşınca hız kesen sürücüler. Bunun yanı sıra aynı şekilde yaya kaldırımından geçmeyen, ışıklar yanmadan karşıya geçen birçok yaya var. Trafik ekiplerinin bu gibi kural hatalarına anında ceza uygulayacağını duydum. Doğrusu çok da sevindim. Umarım bu uygulama bu kurallara uymamızı daha da kolay ve zorunlu hale getirir” diyerek uygulamanın belki can yakacağını ama can yanmadıkça da kurallara kimse uymuyor diyerek kural ihlallerine kesilen cezaları desteklediğimiz yineliyoruz.
Duraklar
Soğukların artması ve yağmurların başlamsı ile birlikte Toplu taşıma duraklarındaki bekleme çilesinin özellikle sabah ve akşam saatlerinde katlandığını görüyoruz. Duraklara asılan elektronik tabelaların vatandaşın işini kolaylaştıracağını sanıyorduk ama orada da yanılmışız çünkü araçlar belirtilen zaman içinde duraklara gelmiyor ya da gelenler dolu gelerek durağa girmeden geçiyorlar..
Bu konulara yetkililer el atmalı ve sıkıntıyı mutlaka çözmeli..
Ey İşverenler!
İşçi arıyorsanız önce işçinin hakkını vermeyi bi deneyin. İnsanlar işe mutsuz, moral ve motivasyonu bozuk geliyor. Sırf zorunlu olduğu için isteksiz çalışıyor.
İş isterken Avrupa, Amerika standartlarında iş isteyin, sosyal haklara gelince Afrika standartları uygulayın.
Krizi bahane edip 3 kişilik işi 1 kişiye bindir. En büyük hırsızlık emek hırsızlığıdır.
En büyük hırsızlık emek hırsızlığıdır. İşçinin alın terinin damlası bile kimsenin yanına kar kalmaz!
Uğur Mumcu
Türk basının unutulmayacak kalemi Uğur Mumcu 24 Ocak 1993 yılında kalleşler tarafından Ankara’da Karlı Sokak’taki evinin önünde arabasına konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetmişti. Bugün onu saygıyla bir kez daha anarken kaleme aldığı yazılarda yaptığı uyarılardan tarihe geçen sözlerini hep birlikte hatırlayalım.
“Ben Atatürkçüyüm…. Ben, cumhuriyetçiyim… Ben lâikim… Ben antiemperyalistim… Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım… Ben insan hakları savunucuyum… Ben, terörün karşısındayım… Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır.””İmam-hatip liselerini bitirenler neden ilahiyat fakülteleri ve İslam enstitülerine gitmiyorlar da ille de kaymakam, vali, savcı, yargıç ve subay olmak istiyorlar? Bu uzun vadeli eğitim ve bürokratik yerleşim projesini kimler planlıyor?
“Cemaatlere, tarikatlara giren çocuklar 30 sene sonra general olacaklar cumhuriyete karşı ayaklanacaklar.”
“Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamaz.”
“Milliyetçilik, ‘vatan, millet, Sakarya, kan, ırk, bayrak’ edebiyatı mıdır, yoksa ulusun çıkarlarını, onurunu herkese karşı savunmak; yani tam bağımsızlık mıdır? Ülkenin onuru ayaklar altında çiğnenirken, ‘vatan, millet, bayrak’ edebiyatını yani milliyetçiliği sadece kitleleri uyutmak, kandırmak için kullanıp aslında bütün bu değerleri salt kendi siyasal ya da bireysel-sınıfsal çıkarları için kullanmak milliyetçilikse, bunun karşıtı nedir?”
“Biz siyaset bakımından karşıtlarımıza özgürlük tanımazsak birer gizli faşistiz demektir.”
“Bir kişiye yapılan haksızlık tüm topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Susanlar da bu insanlık suçlarına katılmış olur.”
“Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım unutma bizi… Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım unutma bizi…”
