Ana Sayfa Ordu Haber 16 Ocak 2020 298 Görüntüleme

Kamu Sen bordro yaktı

Ordu’da Kamu Sen’e bağlı sendika üyeleri Köprübaşı’nda önce basın açıklaması yaptı ardından bordro yaktı. Açıklamayı Kamu Sen İl Temsilcisi Fatih Galender Zengin yaptı. Zengin konuşmasında şunları söyledi;

Ordu’da Kamu Sen’e bağlı sendika üyeleri Köprübaşı’nda önce basın açıklaması yaptı ardından bordro yaktı.

Açıklamayı Kamu Sen İl Temsilcisi Fatih Galender Zengin yaptı. Zengin konuşmasında şunları söyledi;

3 milyon kamu görevlisi ve 2 milyon emeklinin 2 yıl sürecek çileli geçim mücadelesi başlamıştır.

Kamu görevlileri bugün, ağustos ayındaki toplu satış sözleşmesinden beri ifade ettiğimiz acı gerçekle yüz yüze kalmıştır.

İktidar ve malum konfederasyon iş birliği ile memurlar ortalama 160 TL, emekliler ise 100 TL zamla bütün bir yıl boyunca idare etmek zorunda kalacaklardır.

TÜİK’in resmi rakamlarına göre geçtiğimiz yıl gıda fiyatları ortalama %10,9; mutfak tüpü %17,6, doğalgaz %22, elektrik %18,3 zamlanmış, yoksulluk sınırı 359 TL artmışken; maaşlara %4 zam yapmak, adeta memur ve emeklilerle alay etmek demektir.

Ekonomi iyi yolda, istikrar sürüyor, enflasyon düşüyor masalı, çarşı pazardaki gerçek fiyatlarla kâbusa dönüşmüştür.

Yetkililer hedef enflasyonu bilinçli olarak düşük göstererek memurlarımızı düşük ücret artışına mahkûm ederken, milletimizi zorunlu harcamalarında dahi enflasyon canavarına teslim etmektedir.

İktidar 2019’daki ilk enflasyon hedefine göre maaşlara toplam %9,2 zam yapmıştır.

2019 yılında gerçekleşen resmi enflasyon ise %11,84 olmuştur.

Buna göre memur maaşları resmi rakamlara göre 2019 yılında %2,64 erimiştir.

Kaldı ki, bu oran TÜİK’in enflasyon sepetindeki, çoğunu halkın tüketmediği 418 madde 895 çeşit ürünün ortalama artışını göstermektedir.

Milletimizin tüketmek zorunda olduğu gıda, temizlik, sağlık, ulaşım, haberleşme, ısınma, kira gibi ürünlerdeki fiyat artışları ise 2019’da gerçekleştiği ilan edilen, resmi enflasyonun kat be kat üzerindedir.

Eğitim, sağlık, ulaşım gibi harcamalar enflasyonun üzerinde zamlanmıştır.

Memurlarımız patatese dahi muhtaç bırakılmış, bir zamanlar fakirin yemeği olan kuru fasulye, pilav lüks gıda maddesi haline gelmiştir.

Kırmızı etin yalnızca adı kalmıştır.

Sebze, meyve el yakmaktadır.

Elektrik ve doğalgaz zamları belimizi bükmektedir.

Ekmeğimiz bile %13,5 zamlanmıştır.

Buna rağmen memurlara 2020 yılı için %4+4, 2021 için ise %3+3 zam yapılması öngörülmüş, adeta ekonomi ile maaş zamlarının ilişkisi tamamen kesilmiştir.

Çocuk parası, aile yardımı, doğum, ölüm yardımları, ek ödemeler, ek dersler, fazla mesai ücretleri ve tazminatlara da bir artış gelmemiştir.

Duruma bakıldığında bu yıl da maaşların eriyeceği, alım gücünün düşeceği açıktır.

Gerçekler ortadayken, toplu sözleşme tiyatrosuyla memurlarımız, 2021 yılı sonuna kadar devreden çıkarılmıştır.

Memurların ekonomik ateşin ortasına atıldığı şu günlerde dahi malum konfederasyon memurların haklarını korumayı akıl edememekte, başını kuma gömmektedir.

Kıymetli arkadaşlarım,

Bugün memurlarımız maaşlarını aldılar ve acı gerçekle yüzleştiler.

Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak sürekli gerçekleri dile getiriyor, maaş zamlarının yetersiz olduğunu, verilen sözlerin tutulmadığını ifade ediyor, acil çözüm bekleyen sorunlar için bir memur paketi hazırlanmasını istiyoruz.Malum konfederasyon ise durumdan hoşnut olacak ki, eriyen maaşlara, unutulan 3600 ek gösterge vaadine, yardımcı hizmetlilere, haksızlıkların kaynağı mülakata, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesine, gelir vergisi mağduriyetine, bayram ikramiyesine ve emekli maaşlarına dair tek bir kelime etmiyor.

Bugün, memurlar maaşlarını aldılar.

Yani takke düştü, kel göründü.

Akla kara açığa çıktı.

Türkiye Kamu-Sen dün de meydanlardaydı; bugün de meydanlarda…

Dün ne dediyse, bugün de aynısını söylüyor.

Memurların haklarının budanmasına seyirci kalan hatta pasif tutumuyla üstü örtülü şekilde destek olan  malum konfederasyon ve yetkililer, bugün neredeler?

Bugün, hormonlu sendikalar, gerçekler karşısında saklanacak delik arıyorlar.

Bir yılda ailenin zorunlu harcamaları 359 lira artmışken, 160 lira zamma tek kelime edemeyenler  memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?

Hizmetlileri yok sayanlar, vekil ebe, hemşire, imam ve aile sağlığı elemanlarına üvey evlat muamelesi yapıp kadroya geçirmeyenler,  öğretmeni, akademisyeni, sağlık çalışanını, maliyeciyi, adliye çalışanını unutanlar,

Postacıya, ormancıya, belediye çalışanına, diyanet çalışanına kör bakanlar,

Emeklileri, ek gösterge sorunlarını, ek ödeme sorunlarını, fazla mesaileri, döner sermayeleri bir kenara bırakıp, tek bir konuyu dahi müzakere etmeden 1 ayı heba edenler bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?

Memurlardan aldıkları yetkiyi kötüye kullananlar, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?

Kış soğuğunun bastırdığı günlerde oduna, kömüre, doğalgaza gelen zamları bile karşılamayan maaş artışına seyirci kalan bir eli yağda, bir eli balda tatlı su sendikacıları, soğuktan donan memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?

Elbette, sendikacılığın yüz karaları bir deliğe gizlenecek ve Türkiye Kamu-Sen’in mücadele etmesini bekleyecek.

Hak mücadelesi kutlu bir mücadeledir.

Biz, yalnızca memurlarımız ve emeklilerimiz için değil, gelecek nesillerimiz, beşikteki bebeklerimiz, genç kuşaklarımız için de mücadele yürütüyoruz.

Türlü menfaatler için bu kutsal hedeften uzaklaşan zevata, şu dizeleri hatırlatmak istiyorum:

“Karacoğlan der ki her sözüm haktır.

Yiğit olmayanın yalanı çoktur.

Cehennem yerinde hiç ateş yoktur,

Herkes ateşini burdan götürür.”

Bu dizelerde olduğu gibi, milyonlarca memurun, emeklinin, masumun hakkının yenmesine göz yumanlar da kendi ateşlerini, milyonlarca memurun bordrolarında göreceklerdir.

Memurun bordrosunun ateşi tüm vicdanları yakacaktır.

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri