ORDU Eğitimde başarı sıramızı bilmeden kendimizi kandırarak ”Eğitimde marka şehiriz diyoruz”…

Hâlbuki eğitim konusunda bu şehir sınıfta kalmış durumda…

İtiraf ediyorum…

Okul Müdürleri siyaset yakını değil, Bilgi ve Yöneticilik kavramı ile koltuğu hak edenden seçilmeli..

Eğer bir yerde bir hoca, müdür başarılıysa onu orada tutmalıyız…

Hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun ona müdahale etmemeliyiz…

Almanların bir sözü var, ‘Düzgün çalışan bir makineyi tamire kalkmayın’ diye…

Başarılı Okul Müdürü ve Öğretmenleri görevden alırsan,

O zaman geçmiş olsun, başarı gider Eğitim dibe vurur…

Siyasilerden duyarız zaman zaman,Arkadaşları görevden alıyoruz, yerine bize yakın diye birisini koyuyoruz…

Görevden alınan Müdür konuyu mahkeme taşıyor sonra idari yargı hemen kararı bozuyor…

Hem görevden alınan küsüyor hem de mahkeme kararıyla göreve yeniden gelen seni dinlemiyor…

Ne olacak o zaman?

Bir dirençle karşılaşıyoruz…

Hani dil öğrenecektik Eğitimde sınıf atlayacaktık, biz?

Bırak dili normal Türkçeyi bile öğrenemiyoruz!”

O halde yani sorun belli gibi…

Buradan yola çıkarak…

Ordu eğitimini geride bırakanların kim olduğunu bulmak ve engellemek kalıyor…

Ve aslında bu failler net olarak ortada…

Tüm bu hataları yapan irade siyaset…

Ordu’nun milletvekilleri, siyasi parti yöneticileri…

Yani…

Ordu’yu uçur…

Eğitimimizi geliştir…

Ekonomisini kalkındır diye oy verip…

Temsilci yaptıklarımız!

Peki millet olarak yapacağımız tek şey ne?

Bu tür durumlara refleks göstermek…

Tasvip etmediğimizi haykırmak…

Seçimde oy…

Sokakta yüz vermeyerek!

Peki yapabilir miyiz?

Hayır!

Çünkü toplum olarak kişisel çıkarlarımızı…

Çocuklarımızın geleceğinden bile önde tutacak kadar…

Çıkar düşkünüyüz!

Biz düzelmeden toplum değişmez…

Toplum değişmeden de sağlıklı bir gelecek inşa edilmez…

Öyleyse…

İstikameti hiç bozmadan (!)…

“Durmak yok, eğitimin içine etmeye devam!”