Ana Sayfa Yazarlar 19.11.2019 618 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Midyat ve Pirinç

Vaktiyle Anadolu’da pirinç yetiştirilmezken, en iyi pirinç Mısır’ın bir liman kasabası olan Dimyat’tan gelirmiş. 
Kârı da buğdaya göre oldukça yüksekmiş. O yüzden birçok çiftçi buğday yetiştirmektense pirinç getirip satmayı tercih etmeye başlamış. 
Bu çiftçilerden biri, kendi buğday tarlasını satmış, aldığı parayı yol parası yapıp Dimyat’a pirinç almak için yollara düşmüş. Daha o Dimyat’a varamadan bindiği gemiyi Akdeniz’de korsanlar yakalamış, diğer yolcularla birlikte adamcağızı soyup soğana çevirmişler. Tabii pirinç almak için sattığı koca tarlanın parası da böylelikle uçmuş gitmiş.
Çiftçi bin bir zorluk içinde kös kös memleketine geri dönmüş. 
Geldiğini duyan arkadaşları ziyaretine koşmuş. “Ee hayırlı olsun, sen de pirinç tüccarlığına başladın demek. Yakında köşeyi de dönersin artık” demişler. 
Adam kızgın “Ne köşeyi dönmesi!” demiş çiftçi omuzları düşerek. “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldum.”cevabını vermiş.
İşte bu sık sık kullandığımız sözün hikayesi böyle…
“ Daha iyisini elde etmek uğruna çalışırken elinde bulunanları da yitirmek.” Anlamında kullandığımız o meşhur söz buradan yelerleşmiş ağızlara.
Biz bu sözü çok severiz…
Zira her alanda karşılığı vardır bu sözün…
Şu sıralar siyasette de bu sözü anımsatacak olaylara şahit oluyoruz…
Partiler, sırf karşı cepheden oy alma uğruna, kendileriyle özleşmiş politikalardan vazgeçiyor.
Sırf karşı cepheye şirin gözükme, onları partiye çekebilme uğruna, ağız değiştiriyor.
O güne kadar savunduğu ne kadar düşünce ve ilke varsa, rafa kaldırıyor.
Böylece karşı cephede olanları yanına çekiyor mu bilemiyoruz…
Ama bildiğimiz…
Bu şekilde davranmakla kendi elindekileri yitiriyor.
Tıpkı, pirince giderken bulgurdan olunduğu gibi…

İlginizi çekebilir

Kahverengi Kokarca…

Kahverengi Kokarca…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri