DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Küfür…
Trafiğe kapalı caddede (Sırrı
paşa) yürüyorsunuz, önünüzde lise öğrencileri gidiyor.
Aralarında kız öğrenciler de var.
Öğrenciler o kadar rahat ki ellerinde sigara ve her iki kelimelerinden biri
küfürden ibaret…
Birbirlerine güzel bir olayı anlatırken de, kötü bir olayı anlatırken de
küfürle başlıyorlar konuşmaya, küfürle bitiriyorlar.
Olumlu tepkilerini de, olumsuz tepkilerini de yine küfürle ortaya koyuyorlar.
Yanlarından geçen insanlar umurlarında bile değil.
A ile başlıyorlar S ile bitiriyorlar…
Şakalaşmaları küfürle, birbirlerinden bir şey istemeleri küfürle, birbirine
seslenmeleri bile küfürle.
“Hadi bunlar çocuk ya da genç. Daha
neyin ne olduğunun farkında değil” diyorsunuz, ya büyükler!
Onlar sanki farklı mı?
Koca koca adamlar…
Konuştukları ortamda olan insanlar var mı, yanlarından aileler, kadınlar,
kızlar geçiyor mu hiç umurlarında bile değil…
Bağıra çağıra küfür ediyorlar caddenin orta yerinde…
Maçı küfürle anlatıyorlar mesela.
Yaşadığı bir olayı anlatışları var ki, aradan küfürleri çıkarttığınızda
yaşadıkları olay, olay bile değil aslında.
Öyle bir alışmış ki ağızları, verdikleri selamın sonuna bile küfür koymayı
ihmal etmiyorlar.
İnsan küfür ederek şakalaşır mı?
Yapıyorlar vallahi…
Teşekkür ederken bile itinayla küfür ediyorlar…
Onların kimseye aldırmadan bağıra çağıra ettiği küfürleri duyanlar utanıyor da,
onlar bildikleri her küfre her gün yenilerini ekleyerek küfürlü konuşmaktan
zerre kadar utanç duymuyorlar…
Not-Merak edip araştırdık. Meğer küfür etme bir hastalıkmış. Hastalığın ismi de
Koprolali imiş.
Bu rahatsızlığa sahip kişiler sinirlendikleri için değil, dürtülerini
kontrol edemedikleri için küfür ve kötü sözler söylerlermiş…
Ne diyelim?
Gidin tedavi olun kardeşim!
Bu insanlar çarşıda, pazarda, durakta, yolda-belde sizin küfürlerinizi işitmek
zorunda değil ki!