DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Vekil Tipleri!
Son günlerde sohbet köşelerindeyeni bir tartışma başladı Milletvekilleri tipleri…
Mesela vatandaşlarımıza göre milletvekilleri
konusunda iki farklı düşünce var…
Bir grup:
-“Bu şehirden seçilen ve bu şehri temsil
eden milletvekilleri, zamanının büyük çoğunluğunu bu şehirde geçirmeli ve hem
şehrin hem de şehir halkının sorunları ile yakından ilgilenmeli” diye
düşünüyor.
Başka bir grup ise:
-“Milletvekillerinin asıl görevi
mecliste. Oradaki görevini iyi yapsınlar yeter. Seçildikleri bölgede sürekli
bulunmalarına gerek yok.” Diye düşünüyor.
Özetlemek gerekirse…
Bazıları “Bizim seçtiğimiz vekil,
zamanının büyük bölümünü bizimle aynı şehirde geçirmeli” diyor, bazıları
ise “Ankara’dan gelmesine gerek yok.
Yeter ki orada işlerini iyi yapsınlar” düşüncesi taşıyor.
***
Buradan hareketle…
-“Ben bu şehirden vekil seçildim.
Dolayısıyla bu şehrin ve bu şehirde yaşayanların sorunlarıyla ilgilenmem lazım”
düşüncesiyle, zamanının büyük bölümünü Ordu’da geçiren, açılışlara,
toplantılara, düğünlere, cenazelere katılıp, ziyaretlerde bulunup, ziyaret
edilen vekiller var…
Bu özelliği taşıyan vekiller,
“Milletvekili şehirde olur şehir halkı ile iç içe olur” düşüncesi taşıyan
grubu memnun ediyor.
Bunun yanı sıra…
-“Ben Ordu’dan seçildim ama benim asıl
işim Ankara’da” düşüncesiyle Ordu’ya gelmeyi gereksiz bulan vekiller de
var…
Bu özelliği taşıyan vekiller de “Milletvekilinin
görevi Ankara’da. Ne yapacak Ordu’ya gelip?” düşüncesindeki grubun
desteğini görüyor.
Fakat…
Bunların haricinde bir de, Ordu’ya iki-üç ayda bir gelen, geldiğinde fırıncının
elinden küreğini, kadınların elinden fırça ve süpürgelerini sırf fotoğraf
çektirmek için alıp, bir tek Eşek’e ters binmediği kalan vekil tipleri var ki
sormayın gitsin…
-“Ben hem Ankara’daki görevimi, hem de
seçildiğim şehirdeki görevimi en iyi yapıyorum.” havası estirmek
istiyorlar…
Ama yaptıkları sadece havada ve taşıdıkları sosyal medya sayfalarında kalıyor.
Çünkü…
En etkili seçim çalışması ve hizmet anlayışının samimiyetten geçtiğini
bilmiyorlar…
Yaptıklarının samimiyetsiz olduğunun farkında bile değiller…