DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Gençlik…
Hacı Abdullah dayımla yalı cami önünde çay sohbeti yapıyoruz o esnada
yaşları 17-20 arasında olan 7-8 genç
biraz çılgınca şarkı mırıldanarak yanımızdan geçiyor. Abdullah dayım bana bakarak,“Gençlik nereye gidiyor böyle?” diye
başladı sıralamaya…
“Bu gençlikten hiçbir halt olmaz!”
“Bizi geleceğe taşıyacak gençlik buysa
vay bizim halimize!”
“Benim bu gençlikten hiç umudum yok!”
“Bu ülke bu gençliğe kaldıysa işimizde geleceğimizde çok kötü!”
Hacı Abdullah dayımın gençliğe bakışını gösteren ifadeler bunlar…
Onunla tartışmaya girmedim ama
tespitlerine de katılmadım.
Siz de gençliğe dair bu ve bunlara benzer pek çok yakınma duymuşsunuzdur
muhakkak.
Peki sormak isterim sizce doğru mu yetişkinlerin sürekli bu tespitlerde
bulunması?
Bana göre doğru değil…
Hatta tam tersi, bugünün gençliği, yine bugünün kendisini “yetişkin” olarak gören bireylerden daha zeki, daha gerçekçi, daha
mantıklı…
Bu söylediğimizin doğruluğu için tek bir örnek bile yeterli:
Bir ülkenin en büyük şehrinin belediye başkanlığı seçimi, her türlü para, imkan
ve olanağa sahip ve üstelik 25 yıllık iktidarının elinden, 11 yaşındaki bir
çocuğun ürettiği slogan sayesinde alınıyorsa o yetişkinler oturup biraz düşünmeli…
Gençlik üzerinden ülkenin geleceğinden endişe duymak yerine, “dedemizden, babamızdan aldığımız ülkeyi
meğer biz ne hale getirmişiz” diye hayıflanmalı…
Bu söylediğimizi yapıp, gençliği anlayabileceklerini pek sanmıyoruz ama…
En azından, gençliğin geleceğinden çok, bizzat kendilerinin neden olduğu
olumsuzluklara kafa yormaları onlar için de, ülke için de daha hayırlı olacak
sanki…