DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Torpil ve HAK…
Kamuya eleman alımı için yapılan sınavlara giren herkes ilk iş torpil arar…
Genelde torpil olarak müracaat edilenler siyasetçilerdir…
Torpil için yüzlerce hatta binlerce istekte bulunulur…
Siyasetçilerin adeta kapısında yatılıp kalkılır.
İş müracaatlarından bıkan siyasetçilerin en çok başvurduğu yöntem ise, torpil isteyen müracaat sahiplerine “Yazılıyı hele bir geçsin, mülakatta bir şeyler yapmaya çalışırım” sözü olur…
Yazılıyı geçemeyen zaten siyasetçinin yakasından düşer.
Yazılıyı geçen ise, söz veren siyasetçinin kapısına adeta çadır kurar.
Siyasetçi de verdiği söz üzerine devreye girer.
Böylece, eleman alacak kamu kurumunun sınav komisyonunun elinde, siyasetçiler tarafından gönderilen uzunca bir torpil listesi olur.
Bu torpil listesi, en önemli siyasetçiden başlayarak, önem sırasına göre aşağıya doğru sıralanır.
Haliyle, torpil yapılmasını istedikleri isimler de aynı şekilde karşılarına yazılır.
Artık kuruma kimlerin alınacağı ve kimlerin alınmayacağı ortaya çıkmıştır.
Geriye sadece işin kılıfına uydurulmasını sağlayacak olan sözlü sınav kalmıştır…
İş alınması kesinleşen siyasi torpillilere ismi ve soy ismi sorulur, yazılıda son derece başarılı olmuş, sözlü sınavda da bu başarısını kanıtlayacak donanıma sahip olan fakat siyasi torpili olmadığı için işe alınmayacağı kesinleşenlere de, öylesine birkaç soru yöneltilir.
Sonuç olarak siyasi torpili en üst seviyede olan, sözlü sınavdan tam puan alarak işe yerleşir.
Torpili olmayan fakat işe girmeyi en çok hak eden ise gözünün yaşına bile bakmadan elenir…
Ne yazıktır ki bu iş bu ülkede böyle gelmiş, böyle de gitmektedir…
Özel sektör için işe alınmada en önemli kriter olan sözlü sınav, devlet kadrolarına işe almada en büyük haksızlığın kılıfı haline getirilmiştir.
Bir sendika şu başkanı, Kul hakkının yenmemesi adına kamuda sözlü sınavların tamamen kaldırılmasını söyleyip, “böyle bir uygulama diğer bakanlıklar için de örnek teşkil eder” demiş…
Tespit ve öneri son derece doğru, haklı ve yerinde geldi bize…
Fakat böyle bir uygulamaya gidileceğini hiç mi hiç zannetmiyoruz…
Çünkü…
Bu ülkede haklı olmak yetmiyor…
Güçlü olmak
gerekiyor.
Gücü bir şekilde ele geçirenler ise bu gücü koruma adına istediği uygulamayı
yanlış olduğunu bile bile yapmayı sürdürüyor…
Üstelik hak üstüne hak yiye yiye…