SÖYLEMESEM OLMAZ!
BU BİR SİTEM, BU SAHTE DOSTLUKLARA İSYANDIR”

Bir söz vardır; “Dostluğumuz baki kalsın”…
Anlamını bilen için kısa ve özlü bir sözdür…
Ancak günümüz toplumunda anlamını yitiren bir sözdür “dostluk baki kalsın”…
İhtiyacı olduğunda yanında olduğun dostlar günümüz toplumunda çok çabuk harcanabiliyor…
Oysa dostluklar ve candan arkadaşlıklar kolay harcanabilecek olgular, değerler değildir…
Dostluğun, arkadaşlığın tanımını unutanlar için bir kez daha hatırlatmak istiyorum ki; son dönemde dününü, geçmişini, yaşanmışlıkları ve gerçek dostlukları bir çırpıda harcayan onlarca insandan biri beni derinden yaraladı…
Gaflet ve delalet içerisinde dününü ve yaşanmışlıkları çok çabuk unutan dost görünümlü arkadaşlar isyanım ve tüm sitemim sizleredir…
Geçmişi ve sizlere uzatılan elleri de unutabilirsiniz…
Siz siz olun; hani zafer sarhoşluğumu desek, zaaflara yenik düşmenin bir sonucu mu desek; sizlerin ahde vefa anlayışını tarif edecek ne bir söz, ne bir duygulu cümle kuramıyorum…
Velhasıl içimdeki öfke ve kırgınlığı tarif edecek bir söz de bulamıyorum sahte dostluklara…
Elbet seçimler kazanılır, kaybedilir…
Seçimler samimi dostların, yakın çevrenin destekleri ile kazanılır, başarı ulaşılır…
Hatırlanacağı üzere 31 Mart seçimlerinde ben de mahallem Yenimahalle’de muhtar adayı oldum ancak kazanamadım…
Bunun yanında kazananı da tebrik etmenin yiğitliğin, adamlığın da şanından olduğunu bilenlerdenim…
Bu seçimde şunu gördüm ki; benim dediğim, destek istemenin bile abes olduğunu düşündüğüm, geçmişten bugüne dostum, arkadaşım dediklerimin bir nevi sınavaydı bu seçim…
Ve bugün sonucu itibariyle kazananın ben, kaybedenin ikiyüzlü, bukalemunların olduğunu bir kez daha gördüm…
En zor zamanlarda kucak açtıklarımız, maddi, manevi yanında olduklarımız, dost görünümlü çakal postuna bürünmüşler sitemlerim sizleredir…
Madem bana karşı dostluğunuzda ve arkadaşlığınızda samimiyetsizliğini kabul ediyor ve açıkça bunu söylemlerinizle bugün ortaya koyuyorsunuz ya işte bundan sonra benim nazarımda o kadar adam, ederiniz kadar dost kalacaksınız…
sandalyelerimizde oturan sizler bundan sonra benden uzak, Allah’a yakın olun lütfen…
Sen, sen ol, asla dününü unutanlardan olma. Gün gelir devran döner, her çıkışın bir inişi vardır ki; güç zehirlenmesi yaşamış, bu bir kenara itilmiş birçok kişi için bu tespitim de tecrübeyle sabittir…
Allah yolunuzu izinizi açık etsin. Sizlere bundan sonraki siyasi yaşantılarınızda başarılar bile dilemiyorum. Bana yaşattığınız duygular, arkadaşlığımıza ve dostluğumuza getirdiğiniz halelin bin katını yaşamanız ve görmeniz dileklerimle diyorum…
Unutanlara da hatırlamaları dileğiyle; bir kez daha hatırlatıyorum;
Dostluk, zevklerin ve düşüncelerin uyuşmasıdır. Dostluk kişisel çıkar karşısında kurulan bir ilişki değildir. Hiç beklenmedik bir anında kalbine doğan sıcacık bir duygudur dostluk. Sevinçtir, üzüntüdür, anlamaktır, hatırlanmaktır, sonsuza dek olan arkadaşlıktır. Dostluklarda zamanın önemi olmamalı, basın ne zaman sıkışırsa sıkışsın, koşabilmeli, kapısını çaldığında gözlerindeki o bakışı anlayabilmeli. İhtiyaç duyduğunda omuzlarına yaslanabilmeli, kardeş olabilmeyi yazmalı düşüncelerine insan.
En gizli sırlarını bile verebilmeli, övüldüğünde değil, yuhalandığında durup koluna girebilmeli, sana senden çok güvenen bir sırdaş olmalı. Göz bebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Dostluklar hiçbir menfaate dayanılmadan sadece bir sevgi üzerine kurulursa daha kalıcı olur. Aksi takdirde ellerimize aldığımız kum taneleri gibi parmaklarımızın arasından farkında olmadan kayıp gider.