Ana Sayfa Yazarlar 20.05.2019 599 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Çay Sohbeti

Bir başka oluyor, İftar sonrası çay sohbetleri..
Eğer Çay sohbetinizde samimiyetine, fikirlerine önem verdiğiniz değerler bulunuyorsa işte o zaman değmeyin sohbetin keyfine dersiniz ve saatlerin nasıl geçtiğinin farkına bile varamazsınız. Sohbetimize fikirleri ile katılan değerlerimizin isimlerini söz verdiğimiz gibi paylaşmayacağız zaten bizleri gören gördü cami önünde açık hava sohbetindeydik. Çok değer verdiğim bir büyüğüm rahmetli Turgut Özal’lı dönemlerden kısa kısa örnekler vererek bugünlerin gelişini anlattı.

 Her iktidar kendi zenginini yaratır.
AK Parti döneminde de böyle oldu.
Önce iktidar çevresinde servet arttı.
Siyaseten yaratılan servet bir anda müreffeh yaşamlara dönüştü.
Servet arttıkça şımarıklık da arttı.
Bu beraberinde ister istemez riyakârlığı, kural tanımazlığı ve aşırı kibri getirdi.
Ardından, makam sahibi olanlar, ailesi ve yakanlarına devletin imkânlarını sağlayıp adeta bir sadet zinciri oluşturmaya başladı.
Partiyi temsil ile görevli profil aniden elit bir konuma evrildi.
Sonuç olarak “Biz size hizmet etmek için varız” diye yola çıkanlar, yolda ulaşılamaz ve asla eleştirilemez hale geldi.
Birkaç yıl önce hali-vakti, ne yiyip ne içtiği çok iyi bilinen insanlar, bir anda kapısını özel şoförlerin açtığı, ön koltuktan asistanlarının indiği milyon dolarlık araçlarla boy göstermeye başladı.
Örneğin:
Parti yöneticisi konumunda bulunan Avukatlar, vatandaşın ve parti’nin davasından çok, kurumların Avukatlığını almak, yani kendi davaları için çaba harcadı.
Müteahhitler, vatandaşın sıkıntısını çözmek için gitmedikleri bakanlıkların kapısında, kendi kapacakları iş için nöbet tutar oldu.
Muhasebeciler, kurum ve kuruluşların defterlerini alabilmek için insanların derdini göz ardı etti.
Bir de bunlara, aynı aidiyete sahip olmamasına rağmen fırsatı değerlendirip parti içine sızan ve partide el üzerinde tutulanlar eklenince, emek verip ikbal bekleyenlerin tacı kenara atıldı.
Süreç, partiye gönül ve emek verenleri, kendi partisini savunamaz hale soktu ve soğuttu.
Partiyi asıl savunması gerekenler yukarıda saydığımız nedenlerden ötürü köşesine çekilince, partiyi savunmak, donanımları ve profilleri son derece düşük, cahil ve samimiyetten uzak ama kolay yoldan ikbal sahibi olmayı hedefleyenlere kaldı.
Parti adına vitrine çıkan ve paçalarından cahillik akıp, sözde insanların aklı ile alay ettiğini zanneden bu tip insanların sürekli sağı solu azarlamaları, vatandaşın nazarında üzerine tüy dikilen bir süreç yarattı.
İşte bu süreç önce geçliğin, ardından yetişkinlerin partiden kopuşunu başlattı.
Sonuç olarak…
Siyaseten yaratılan servete hak etmeden sahip olanlar, sahip oldukları serveti taşıyamayıp altında kaldı…
Şimdi AK parti’nin belediyeleri niçin kaybettiği, parti oylarının niçin düştüğü sorgulanıyor.
Aslında çok basit…
Yukarıda da söylediğimiz gibi her şey siyaset sayesinde sağlanan servetin, beraberinde şımarıklığı, kibri, kural tanımazlığı, adaletsizliği, cahilliği, ulaşılmazlığı, saadet zincirlerini kolay yoldan ikbal arayışlarını… Kısaca, para ile hava atmayı getirmesiyle başladı…
Eeee ne diyelim?
Parayla hava attığın gün, oy ile hava aldığın gün oluverir…
Tıpkı bu gün AK parti’de yaşandığı gibi…

İlginizi çekebilir

TRAFİK ve EĞİTİM…

TRAFİK ve EĞİTİM…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri