DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Öylesine Bir Yazı
Ne güzel masaldır “hakların
en güzeli kuvvetlinin hakkıdır” diye başlayan kurtla kuzu masalı. Çok
yaygındır, bilinir ama anlatılmasında hiç beis yoktur hatta tam da zamanıdır.
Kuzu küçük, kuzu zayıf, kuzu masum ve kuzu susuz, susuzluğunu gidermek için
dereye iner. Dere pırıl pırıl, su buz gibi ve su tertemiz, edebiyle adabıyla
başlar içmeye. Akıntının ben diyeyim elli siz deyin yüz adım yukarısında bir de
kurt var. Hem susuz hem aç ama dahası kuzudan çok güçlü çok kuvvetli. Yiyecek
kuzuyu, yiyecek de bir bahane lazım. Fırlar gider, dikilir kuzunun başına “bre
utanmaz” der “sen ne cüretle benim suyumu bulandırırsın?” Kuzu tir
tir titrer “aman efendim, yaman efendim etmeyiniz eylemeyiniz, siz
yukarıdasınız ben aşağıda, nasıl bulandırırım sizin suyunuzu” diye
savunmaya çalışır kendisini. Kurt daha bir hiddetlenir “hem de inkâr ha, sen
geçen sene de işlemiştin bu haltı…” Zavallı kuzu boşuna anlatmaya çalışır
daha doğalı birkaç ay olduğunu ama nafile, kurt yemeyi kafasına koymuştur,
yiyecektir, kurt güçlüdür. Boşuna mı “hakların en güzeli kuvvetlinin
hakkıdır” demişler?
***
“Keşke duymasaydım, görmeseydim ve de yazmasaydım” dediğimiz haberleri zaman zaman duyar, görürü ve üzülsek de hatta
kahrolsak da yazarız. Halkımızla birlikte ilgililer de görsün, duysun ve bir an
önce tedbir alsınlar diye yazarız.
***
Bir reklam spotu var “kirlenmek güzeldir” diye. Hayır, kirlenmek güzel değildir, temiz
kalmaktır, güzel olan temizlenmektir. Nasıl kirlenen elbiselerimizi yıkayıp
temizliyor ya da temizi ile değiştiriyorsak kadrolarımızı da yıkayıp
temizleyeceğiz ya da temizi ile değiştireceğiz. Yoksa toplum değiştirir.