Yalı camii önünde sohbet ediyoruz konu malum seçim…

Sohbet kalabalık ezana 1 saat var masamız gelenlerle şenleniyor, Çaycımız İsmail abi mutlu 2 çay ile başlayan sohbet 30-40 çaya dayanıyor. Anladığım kadarı ile bu sohbetin kazançlısı İsmail abi…

Sohbetimizde herklesin merak ettiği ana başlıkları sizlerle paylaşayım ki vatandaşların ne istediklerini anlayın…

Osman ağabey diyor ki,

“Biz adayı seçeceğiz ama aday da bizi seçecek mi?”

Başladık gülmeye…

Oysa adaylara sorsan hepsi…

“Herkesin başkanı olacağım” diyor…

Yani oy verenin de vermeyenin de…

E nasıl olacak o zaman?

Oy verenle vermeyen bir olacağına göre…

Siyasetin temel kavramı olan ‘Rant dağılımı’ sekteye uğramayacak mı?

Başkanı seçenle, seçmeyen aynı rantı alacaksa…

Niye oy verecek ki vatandaş?

***

Mesele görmekse, görülmekse; seçmen soracak elbette…

“Ben de belediye işletmelerinden ağırlama giderlerinden nasiplenebilecek miyim?”

“Seçimden sonra kentsel dönüşüm adı altında bizim 100 metrekarelik eve, 10 emsal verecek misiniz?”

“Emeklilere su parasını yüzde 50 ucuzlatacak mısınız?”

“Birileri gelip arsalarıma talip olmadan çevre yollarının nerelerden geçeceğini açıklayacak mısınız?”

“Doğrudan alımları kaldırıp, benden de mal alacak mısınız ya da yeni dönemde beni doğrudan mal alım listesine koyacak mısınız?”

“Disiplinsiz, bankamatik çalışanı, siyasi milat olmuş gibi gerekçelerle çıkaracağınız işçilerin yerine alacaklarınız arasında ben ya da yakınım yer alacak mı?”

“Öğrenci liderleri arasında benim çocuğum da yer alıp, aldığı yüksek eğitim kredisi bursa dönüştürülenler arasında olacak mı?”

“Ordu’da o konuları anlatabilecek onlarca kişi olmasına rağmen, yeni dönemde yine eğitim adı altında İstanbul’dan ünlüleri memlekete taşıyıp, paraları o çevrelere aktaracak mısınız?”

Gibi…

***

Yani…

Ordulu sizi seçecek de…

Siz de Orduluyu seçecek misiniz?

Yoksa es mi geçeceksiniz?