DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
LANET OKUMAK
Adam desteklediği parti için gece gündüz çalışıyor.
Partisinin adayı için kapı kapı gezip, propaganda yapıyor.
Çevresinin de oy vermesi için ne gerekirse yerine getiriyor anlayacağınız.
Seçimler yapılıyor, partisi ve adayı kazanıyor seçimi.
Ortaya çıkan sonuç karşısında ondan daha mutlusu yok…
Öyle ya, ortada kazanılmış bir seçim zaferi var ve o da bu zaferden haklı olarak kendince bir pay çıkartıp seviniyor.
Ama gelin görün ki, süreç içinde ne partisi ne de partisinin adayı beklediği gibi çıkmıyor.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor.
Sonuç olarak:
Oy verdiği güne lanet okuyup “Elim kırılsaydı da oy vermez olsaydım” diyor…
***
Adam yıllarca partinin peşinden koşmuş.
Her ortamda partisinin savunuculuğunu yapmış.
Partisinde yaşanan olumsuzlukları gördükçe adeta sıtkı sıyrılıyor.
Haksızlıklarla karşılaştıkça partisinden de, partisinin yöneticileri ve seçilmişlerinden de bir anda buz gibi soğuyor.
Seçim geldiğinde, kafasında oluşturduğu terazi ister istemez harekete geçiyor.
Kızdığı, soğuduğu, adeta nefret ettiği partisi ile karşısındaki partiyi ister istemez kıyaslıyor.
Sonucunda, bazı değerleri hafif de olsa ağır bastığı için “Lanet olsun” diyerek yine basıyor partisine oyu.
***
Netice olarak…
Biz her seçim öncesi ve sonrasında, “lanet olsun” diyerek partisine oy verenlerle, partisine oy verdiği için lanet okuyanlara sık sık tanık okuyoruz…
Siyasetin bu denli lanetli anılması da belki sırf bu yüzden olsa gerek…