Ordu’nun en bilindik lezzetlerinden olan Ordu tostu, yıllardır aynı kişi tarafından üretiliyor.
Ayvalık’ın tostu, İzmir’in kumrusu gibi, Ordu’nun da meşhur tostunu, özellikle yemek için Ordu’ya kadar gelenler var. Ordu’ya has, özel olarak üretilen bu tost, kendine has malzemeler ile yapılıyor. Ekmeği ve iç malzemeleri özel olarak üretilen Ordu tostu ilk olarak, 1958 yılında Kemal ve Zeki Yamaner isimli kardeş tarafından üretilmiş. O günlerden bu güne kadar aradan geçen 60 yılın ardından Ordu tostu, kentte ve hatta neredeyse Türkiye’de marka haline gelmiş durumda.
İki kardeşin başlattığı özel tostun hikayesini ise 70 yaşındaki yeğenleri Kahraman Arslan devam ettiriyor. Şimdilerde Subaşı Mahallesi’nde bulunan 12 metrekarelik dükkanında, 55 yılı aşkın süredir Ordu tostunu yapan Kahraman Arslan, dayılarından aldığı bu geleneği yıllardır devam ettiriyor. Yıllar geçmesine rağmen aynı lezzeti devam ettiren Kahraman amca, müşterilerinden aldığı olumlu yorumların haklı gururunu yaşıyor. Tostların, yurtiçindeki illerin yanı sıra yurt dışına dahi gittiğini aktaran Kemal Arslan, ilerleyen yaşına rağmen gününün büyük bir bölümünü dükkanında tost yaparak geçirdiğini aktarıyor.
“Tostu bu günlere kadar ben getirdim”
Ordu tostunu yapmayı dayılarından öğrendiğini ve 1968 yılında kendisine dükkan açıp, bu günlere kadar geldiğini anlatan Kahraman Arslan, “Ordu tostu, 1958 yılında Kemal ve Zeki Yamaner isimli kardeş tarafından üretilmiş. Onlar da benim dayım olduğu için, 1963 yılında onların yanı geldim. Beraber çalıştık ve ben 1968 yılında bıraktım. Sonra kendime dükkan açtım. Onlarda bu mesleği bıraktılar. O gün bu gündür Ordu tostunu bu günlere kadar ben getirdim” dedi.
“Ordu tostunu iş sahasına çeviremediğim için üzgünüm”
Kahraman Arslan, Ordu tostunu yapmaya çalışanlardan bazılarının bu şişi yürütemediğini de ifade ederek, potansiyeli olan Ordu tostunu niş sahasına çeviremediği için üzgün olduğunu aktardı. Arslan, “Ordu tostunu yapmaya çalışan çok insan oldu ama başaramadılar. Bunun sebebi de usta görmedikleri için oluyor. Ben ustanın, ‘hayırlı olsun, yolun açık olsun’ demesine inanan birisiyim. Bunu da yapamadıkları için pek fazla tutunamadılar. Yeni yeni bu tostu yapmaya başlayan gençler var, onları da tebrik ediyorum. Ordu tostunun çok büyük bir potansiyeli var. Ben bunu iş sahasına çeviremedim, bütün illere yayamadım. Onun için de üzgünüm” şeklinde konuştu.
“Yaşım 70 olmasına rağmen günlük 15 saat çalışıyorum, yurt dışından müşterilerim var”
İlerleyen yaşına rağmen gününün büyük bir bölümünü dükkanında geçirdiğini ve Türkiye dışından da müşterilerinin olduğunu ifade eden Arslan, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Ordu tostu, eti köfte gibi yaparak yani sucuk haline getirmeden günlük yapmak kaydı ile yapılan bir sistem. Dünyada eşi yok, bu yüzden de bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Ordu tostunu çıkartan dayılarımın üzerine yenilikler ekleyerek, bunu devam ettirdim. Ordu’nun eti, suyu ve havası çok güzel. Ben bunları değerlendirerek ve işimi de çok severek bu işi devam ettiriyorum. Dünyanın her yerinden, Amerika’dan, Çin’den, Japonya’dan bütün Avrupa ülkelerinde müşterilerim var. Onlara tostu pişirip veriyoruz, paketledikten sonra alıp götürüyorlar. Yaşım 70 olmasına rağmen 15 saat çalışıyorum ve müşterime saygımdan dolayı kendime hiç zaman ayırmıyorum.”
Vatandaşlar ise yıllardır alıştıkları ve beğenerek yedikleri Ordu tostunun, tadının yıllardır aynı olduğunu ve bu lezzeti çok beğendiklerini söylediler.