DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Klasik Cuma Yazısı
Eskiden kahveler, mahallelerde bulunan taştan yapılmış büyük havanlarda dövülüp, öğütülürmüş.
Burada kahve öğütme işini kahve dövücüler yaparmış.
Yine bir gün kahve dövücüler, ağır tokmakları havandaki kahve tanelerine indirip kaldırırken işsiz bir delikanlı karşılarına geçip onları izlemeye koyulmuş.
Kahve dövücüler, tanelere tokmakları indirdikçe “hınk” diye ses çıkarıyormuş.
Delikanlı da geçmiş havanın başına, dövücüler ne zaman tokmağı indirse “Hınk” demeye başlamış.
Kahvenin öğütülmesi bitince kahvesi öğütülen müşteri parasını vermiş gitmiş.
Delikanlı kahve dövücüsünün yanına sokularak “Abi benim hakkımı vermedin” demiş.
Kahveci şaşırmış: “Ne hakkı yahu?”
Delikanlı: “Ne hakkı olacak abi, sabahtan beri tokmağı her indirdiğinde “Hınk” diyerek sana güç veriyorum, işini kolaylaştırıyorum, emeğimin karşılığını ver!”
İşte o günden bu yana, birinin yaptığı bir işi dalkavukluk ederek destekleyen, aslında hiçbir iş yapmayan kişiler için kullanılmaya başlanmış bu deyim.
Şu sıralar bu deyimi haklı çıkartacak sayısız olayla karşılaşıyoruz.
Özellikle de siyasette…
Özellikle de, hem iktidar partisi hem de belediyelerin çevresinde.
İktidarın ve belediyelerin yaptığı her işi, işin doğru ya da yanlış olduğuna bile bakmaksızın sırf “dalkavukluk” olsun diye destekleyen, hiçbir iş yapmayıp, yapmaya da niyeti olmayan, fakat yaptığı dalkavukluk karşılığında bir çıkar elde etmeyi bekleyen çok sayıda insan var.
Yani…
Bir anlamda “Kahve dövücüsünün hınk deyicileri” var.
İktidar partisini yönetenlerin de belediye başkanlarının da önce bu çevresini saran dalkavuklardan kurtulması gerekiyor.
Çünkü…
Bu dalkavuklar, işi yapandan daha çok iş yaptığını, gücü elinde bulunandan daha çok o gücü kullandığını her fırsatta ortaya koyuyor.
Hem de dalkavukluk haricinde hiçbir iş yapmamasına rağmen.