DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Evin REİSİ…
Bizlerin çocukluk yıllarında baba evin reisi ve tek hakimiydi.
Son sözü o söylerdi.
O’nun istemediği hiçbir şey olmaz, O’nun istediği her şey olurdu.
Öyle görmüştü, babasından dedesinden gördüğünü de aynen uygulardı.
Evin diğer bireyleri de kabullenirdi bu durumu.
Baba’nın söylediği nihai karardı, sorgulanmazdı, karşı çıkılmazdı.
Süreç içinde büyük bir değişim yaşandı aile yapısında.
O sert yapılı babalar yavaş yavaş duygusallığa doğru geçiş yaptı.
Her bir aile bireyinin fikir beyan etme süreci başladı.
Duygusallık yolunda her geçen gün daha da ilerleyen evin eski reisi zaman içinde aile bireylerinden, yani eşinden ve çocuklarından etkilenmeye da başladı.
Bir müddet sonra, eş ve çocuklardan etkileme kaçınılmaz olmuştu.
Eskiden “dediğim dedik” pozisyonunda olan reisin reisliği devam ediyordu ama özellikle bazı konularda eşinin ve çocuklarının etkisi, üzerinde alenen hissedilir olmuştu.
İşte bu “bazı konular” içinde, seçimlerde oy verme meselesi de vardı.
Eskiden, yani baba evin reisiyken seçim kapıya dayandığında “Şu partiye oy verilecek” dediğinde, aile bireyleri gidip o partiye basardı oyu.
Süreç içinde iş tersine döndü.
Oy verilecek parti konusunda eşler ve çocuklar, evin reisini daha çok ikna eder hale geldi.
Sonuç olarak…
Evde artık hangi partiye oy verileceği konusunda eş ve çocuklar o eski babanın talimatı ile oy vermeyi bir tarafa bırakmış, artık kendi düşünceleri çerçevesinde oy verir hale gelmişti.
Duygusallığın tavanını yaşayan baba yani eski reisler ise bu durumdan ister istemez etkilenir olmuşlardı.
İş tam tersine dönmüştü anlayacağınız süreç içinde.
Ve bu süreç hala devam ediyor.
Netice itibarıyla…
Bu gün yapılan seçimlerde sonuçlarının tahliline baktığınızda, seçimleri kazanan aday ve partilerin, o bölgede yaşayan kadın ve gençlerin oylarıyla bu seçimi kazandıklarını rahatlıkla görebiliyoruz.
Kısacası…
Kadına ve evin gençlerine hitap etmeyen, dokunmayan,onları etkileyemeyen parti ve adayların işi çok zor bundan sonra…