Ordu Barosu önderliğinde dün kutlanan 5 Nisan Avukatlar günü nedeniyle Avukatlar Atatürk Anıtına çelenk sunumu yaptılar. Çelenk sununu sonrası bir açıklama yapan Ordu Barosu Başkanı Av. Murat Poyraz, “Herkes için adalet adalet için Avukat” diyerek, “5 Nisan Avukatlar Günü münasebetiyle düzenlediğimiz bu törene katılımınız için teşekkür ediyorum.
Bugün kutladığımız 5 Nisan Avukatlar gününün Ordu Barosu’nun kuruluşunun 60.yılı olması nedeniyle ayrı bir önemi de var.
Öncelikle demokratik hukuk devletinin olmazsa olmazı, yargı erkinin asli ve kurucu unsuru olan savunma makamını temsil eden, hukukun üstünlüğünün var olmasında yılmadan çaba gösteren tüm meslektaşlarımızın avukatlar gününü kutluyor, kuruluşumuzdan bu yana baromuza kayıtlı olarak görev yapmış ve ebediyete intikal etmiş başta başkanlarımız olmak üzere tüm meslektaşlarımızı rahmetle anıyor, eşsiz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Emekli olanlara uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum.
5 Nisan Avukatlar günü, 1878 yılında aynı tarihe denk gelen İstanbul Barosunun ilk genel kurulunun yapıldığı gün olduğu gibi,1958 yılında Baro Başkanlarının İzmir’de Türkiye Barolar Birliğini kurmak üzere toplandıkları bir gündür. Türkiye Barolar Birliği, 1987’de Tekirdağ’da yaptığı toplantıda 5 Nisan gününün Avukatlar Günü olmasını kararlaştırmış ve o günden bu yana 5 Nisan Avukatlar günü olarak kutlana gelmiştir.
Çok bilinen bir ifadeyle “Adalet Mülkün temelidir”. Adaleti ise devletin üç erkinden biri olan yargı erki tecelli ettirmektedir.
Avukatlık kanununun 1. maddesinde ” Avukatlar yargının kurucu unsuru olup, bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder” denilmektedir. Yine Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesi ” Hukukun üstünlüğü ve insan haklarını korumak” görevini açık bir şekilde barolara vermiş bulunmaktadır. Bu sebeple toplumdaki tüm hukuk ve insan haklan ihlallerine avukatlar ve barolar yasal olarak taraf ve müdahildir.
Her sene bu kürsüde genelde yargının, özelde ise avukatlık mesleğinin sorunları konuşulur ve çözüm önerileri sunulur. Geçen sene yaptığımız konuşmadan sonra maalesef bir arpa boyu yol alınamamıştır. Üstelik meslek örgütlerinin önündeki “Türk”, “Türkiye” kavramları ile çok sayıda baro ve barolar birliği yapılanması tartışmaya açılmıştır. Buradan bir kez daha baroların herhangi bir meslek örgütü olmadığını yargının asli ve kurucu unsuru olduğunu, yargı erkinin ve dolayısıyla devlet erkinin bir parçası olduğunu, parçanın birinin ortadan kaldırılmasının bütünü de ortadan kaldıracağını ve telafisi imkansız zararlar doğuracağını bir kez daha ifade etmek isterim.
Ülkemiz maalesef iç ve dış tehditlerle olağanüstü bir dönemden geçmektedir. Bu süreçte her zaman olduğu gibi devletimizin ve milletimizin yanında olduğumuzu ifade etmek isterim.
Özgürlük ve güvenlik etle tırnak gibidir. Güvenlik olmadan özgürlük, özgürlük olmadan da güvenlikten söz edilemez. Birinin diğerine üstün tutulması da söz konusu olamaz. Bu nedenle, içinde bulunduğumuz olağanüstü halin bir istisna rejimi olduğunu, artık uzatılmadan olağan döneme geçilmesini, evrensel insan haklarından olan savunma hakkı, fikir ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler önündeki tüm engellerin kaldırılmasını diliyoruz.
Olağan döneme geçildikten sonra, tarafsızlık ve bağımsızlık başta olmak üzere yargının genel sorunları yanında, özelde, yıllardır tartışılan, birçok taslağı bulunan yeni avukatlık kanununun, barolar ve akademisyenlerin de görüşleri alınarak çağdaş, özgürlükçü, demokratik kurallar içerecek şekilde meclisten geçirilerek yasalaşmasını, yeni kanunda mutlaka staja ve mesleğe kabulde sınav sisteminin getirilmesini, hukuk fakültelerinin sayılarının azaltılıp, kalitelerinin artırılmasını, kamu hizmeti gören savunma makamının, serbest meslek olma özelliğinden kaynaklanan idari ve mali hususlar ayrık almak üzere, yargının diğer erkleri ile eşit ve eşdeğer haklarla donatılmasını, CMK ücretlerinin asgari ücret tarifesi ile eşit hale getirilmesini talep ediyoruz.
Molierac’ın da dediği gibi, “Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime hele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı”
Bu duygu ve düşüncelerle, tüm meslektaşlarımın Avukatlar Gününü tekrar kutluyor , Ordu Baromuza nice 60 yıllar diliyor, katılımınız için teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.