Ana Sayfa Tokmak 2 Nisan 2018 427 Görüntüleme

TOKMAK 2 NİSAN 2018 PAZARTESİ

TOKMAK 2 NİSAN 2018 PAZARTESİ

En İyi Buğday!
En iyi buğday yarışmasında üst üste iki yıl büyük ödül kazanan çiftçi ile röportaj yapmaya gelen gazeteciler,kendisine ilk olarak;
– İyi buğday yetiştirmenin en büyük sırrı nedir? sorusunu sordular.
Çiftçi onlara tebessüm ederek şu şaşırtıcı cevabı verdi:
– Sahip olduğum en iyi cins buğday tohumlarını komşularımla paylaşmak…!
Gazeteciler bu cevaba hem çok şaşırdılar, hem de bir anlam veremediler. –
Nasıl yani? Siz bu yarışmada rakibiniz olacak öteki çiftçilere kendi iyi tohumlarınızı mı veriyorsunuz? diye hayretle sordu bir muhabir.
– Evet,aynen öyle evlat…! diye cevap verdi kendinden emin bir şekilde çiftçi.
– Peki,neden? dedi bir başka gazeteci,merakı iyice artmış olarak.
– Çok basit bir sebebi var,dedi çiftçi ve gazetecilerin meraklı bakışları altında anlatmaya başladı:
– Rüzgar olgunlaşmakta olan buğday polenlerini alır ve bir tarladan ötekine taşır. Eğer komşularım kötü buğday yetiştirirlerse,onların tarlalarından gelen kötü polenler benim ürünümü de etkiler. Böylece buğdayımın kalitesi düşer. İşte bu yüzden,ben iyi buğday yetiştirmek istiyorsam,komşularıma yardım etmeliyim. Allah’ın kanunu böyle…!
Bu haberi gazetesinin sütunlarına geçiren gazetecilerden biri, diğer meslektaşlarından farklı olarak yazısının sonuna şöyle bir not düştü:
“BİZLER BARIŞ İÇİNDE VE SEVGİYLE YAŞAMAK İSTİYORSAK,KOMŞULARIMIZIN DA BARIŞ İÇİNDE VE SEVGİYLE YAŞAMALARINA YARDIM ETMELİYİZ…”

 

Komşudan                          

Gıdaların raf ömrünü uzatmak amacıyla  kanserojen kimyasalların yanı sıra daha çok kazanç elde etmek için insanların sağlığıyla oynanması,  tek kelimeyle “Şerefsizlik” tir…Bu “utanmazlar” için mevcut cezalar da maalesef  “caydırıcı” değil!..
Onlar için ne söylersen söyle, ne yazarsan yaz, hepsi boşunadır!..
Çünkü, onlarda Allah korkusu  yoktur!..
Eeee böylelerinden de her kötülüğü beklemek mümkündür!..

 

Okur Şikayeti ve Parklar
Gazetemize gelen bir okurumuz mahalle aralarında bulunan bazı parklarda yaşanan kötü görüntülerden şikayetçi olduklarını dile getirdi.
Belediyelerin şehrin pek çok yerinde oluşturduğu irili ufaklı parkların vatandaşlar adına çok güzel olduğunu söyleyen okurumuz; “Maalesef bizler parkları kullanmanın bile adabını bilmiyoruz” diyor.
Pek çok kişini parklarda geç saatlere kadar parklarda kaldığına işaret eden okurumuz, “Sabah gelip parkların halini görün. Kilolarca çekirdek kabukları yerlere saçılmış. Artık ekmekler, plastik tabak, bardaklar. Kutular,çöpler her şey olduğu yerde kalmış. Böyle medeniyet olur mu?
Böyle insanlık olur mu?
Parklarda bile oturmayı beceremiyoruz. Her şeyi belediyelerden istemeye öyle alışmışız ki ‘nasıl olsa belediye temizler’ deyip gelişmiş ülkelerde kimsenin yapmayacağı şeyleri yapıyoruz” diyor.

 

Yine Motosiklet Şikayeti
Kuyumcu bir arkadaşın işyerinde sohbet ederken şahsen tanıdık olan 2 bayan özellikle Ordu  merkezinin trafiğe kapalı alanlarında fink atan motosikletlerden yakındı.
Özellikle yeni çıkan elektrikli motosikletlerin çok sessiz hareket ettiğini ve çarşıda gezerken yanından süratle motosikletlerin geçtiğini söyleyen bayanlar ” Bir anda yanınızdan geçen motosikletler yüzünden irkiliyoruz son anda kendimizi sağa ya da sola can havliyle atıyoruz. Ama bir gün bu oldukça da süratli yanımızdan geçen motosikletlerden birinin çarpması sonucu maazallah can vereceğiz” diye tepki gösterdi.
Özellikle yayaların yoğun olarak bulunduğu yerlere giren motosikletlerin, yayalar için büyük tehlike oluşturduğunu sözlerine ekleyen okurumuzun konuyla ilgili olarak bize aktardıklarını aynen köşemize alıyor ve bu konuyu özellikle belediye ve trafik müdürlüğü yetkililerinin bilgisine sunuyoruz.

 

Yazmak!
Çok güzel bir söz duydum “yazmadan katip, okumadan âlim olmak” diye. Yazmak bir sonraki aşama ama maalesef giderek ilk sıraya doğru hızla ilerliyor. Okumadan yazanlarımız, öğrenmeden konuşanlarımız, ahkâm kesenlerimiz hem sayıca çoğalıyor hem de daha etkin konumlara tırmanıyor. Cehalet ilerledikçe toplumlar geriler. Dilerim ki benimki bir yanılsamadır.

Geçtiğimiz günlerde yazdığım köşe yazıma boşuna atmamışım o “ yazmak ama neyi” şeklindeki başlığı. Yazdıkça dağılıyorum galiba ya da dağıldıkça yazıyorum. Doğrusu bu yazıyı burada kesmek sanırım. Üzmek değil derdim, sadece bir dikkat çekmek. Kendimce önemli saydığım huşulardan sadece birkaçına..
Sanırım kısada olsa bu mesaj anlayanlara ulaşmıştır.

 

Talihsiz Baron
Parası var pulu var ama ne yazık ki şanı şöhreti kendine güveni ve seveni yok.
Yılların vermiş olduğu eziklikle hep etrafına parası ile hükmetmeye çalışan bu BARON var ya kendine güvenerek hiçbir seçime giremediği  ve bugüne kadar desteklediği isimlerin seçim kaybetmelerine rağmen şimdide hafta sonu yapılacak oda seçimleri için  eski FEÖCÜLERDEN medet ummaya başlamış. FETÖ Kumpası ile özel bir hastanenin ATATÜRKÇÜ ortağını kapı dışarı ederek eline geçiren şahsiyet şimdi BARONUN adeta cankurtaranı olmuş…
İddiaya göre bu sevimsiz FETÖCÜ şahsiyet meslek grubundan seçimi kazanacakmış mevcut başkanın aday olma yolu kesilecekmiş sonrada eski solcu odaya BAŞKAN olacakmış senaryo böyle tabi ki tutarsa…

İlginizi çekebilir

TOKMAK

TOKMAK

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri