Ana Sayfa Yazarlar 26.02.2018 264 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Ne Hale Geldik…

Bugün sizlere 3 gün önce Pazar yerin de içim burkularak izlediğim anılarımda kalacak bir gerçeği paylaşmak istedim.
Pazardan mutlaka alışveriş etmişsinizdir…
Ben de pazarı geziyorum arada sırada…
Pazarın en ucuz ürünleri genelde Patates ve soğan olur…
İşte o gün pazarcı arkadaş ile sohbet ederken  pak giyimli yüzü temiz kibar bir kadıncağız yanaştı tezgaha…
Çantası falan da yok omzunda…
Bir eli yumruk halinde.  Belli ki içinde para tutuyor avucunun.
-“Evladım bana oradan biraz daha büyük 4 tane patates ile 2 tane soğan verebilir misin?”
Kadın bir yandan mahcubiyetini gizliyor, diğer taraftan “biz 2 kişiyiz de, kilo ile alsak bozuluyor,yiyemiyoruz” diyor.
Söylediği çaresizliğinin üzerini örtmediği o kadar açık ki…
Söylediğinin bahane olduğu o kadar aleni ki…
Bizi de düşürdüğü psikoloji o kadar ağır ki…
Teklif dahi edemiyoruz “Tamam abla al git” demeyi…
Tezgâhın başındaki esnafa göz işaretleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyorum, o da aynı şekilde bana göz hareketleriyle bir şeyler söylemeye çalışıyor.
Pazarcı adeta ışık hızıyla torbaya birkaç patates, birkaç soğan alıp, yine hızlı bir şekilde ağzını bağladığı torbayı uzatıyor kadına…
-“ne kadar?” diye soruyor kadın içinde demir paraların olduğu belli olan yumruğunu öne uzatarak.
-“1 TL diyor” pazarcı “ Ama bir dahakine verirsin”
Kadın, mahcubiyet ile gururu arasında gidip geliyor adeta…
Bir vermek istiyor parayı, bir de “Tamam” deyip gitmek istiyor oradan.
Kim bilir? Belki de o 1 lira ile başka bir şey daha alabileceğini düşünüyor.
Pazarcı ile bakıyoruz birbirimize, ikimiz de ellerimizi iki yana açıp, gözlerimiz ve ağzımızın benzeri mimikleriyle  “Ne diyelim ki?” diyoruz adeta.
Alışverişimizi yapıp arabamıza bindiğimizde,  radyodan bir türkünün ezgisi yükseliyor:
Dünya kadar malın olsa ne fayda…
Olsa ne fayda…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri