Yaşadığımız şehri elbette seviyoruz.
Zaten bu şehirden başka yerde bizim kahrımızı çekemez!
Yeşille mavinin birleştiği Türkiye’nin birazcık dedikoducular birazda yeşil canavarlarının barındığı en güzel yaşam kenti olan Ordu samimi söylüyorum ki yaşanabilecek huzur kentidir.
Cumartesi günü sabahı Ordu sokaklarını gezerken ister istemez çocukluk yıllarımıza yani gazete, simit satıcılığı yaptığımız günlere gidiyoruz.
Gözlerimin önünde bir an o günleri canlandırıyorum, ne güzel yaşam evleri vardı, 2-3 katlı bahçelerinde meyve yetişen ve yüreklerinde sevgi dolu sofrasını paylaşmasını bilen insanların yaşadığı…
Şimdi o evlerin yok olduğu yerlere bakındığımda karşıma  adeta beton yığınına dönmüş ve yabancılaşmış insanların otel gibi çok katlı  kullandıkları mekanların olduğunu görmek içimi acıttı desem yalan konuşmamış olurum.
Elbette bunların yapılmış olması bizim bu şehre olan sevgimizi asla azaltmaz küstürmez.
Çünkü suçlu bizleriz.
Elbette büyüyen gelişen nüfusu çoklaşan bir şehir olmanın bedeli ağırdır.
Bakın Ordu’nun hemen hemen her noktası şantiye haline gelmiş bir çok devam eden proje hayata geçtiğinde burukluğumuz hafifleyecek.
Mesela ,Cuma namazı öncesi Salih Kalyoncu ağabeyimle  vakit geçirmek için eski Ay ışığının olduğu deniz kenarına bakındık yapılan dolgular kafamızı karıştırsa da ortaya çıkarılmak istenen proje yüreğimize su serpti.
Ancak nedense yapılan hizmetlere bir türlü sahip çıkamıyoruz, Sahil düzenlemesi içinde bulunan Kent mobilyalarının hor kullanılması, Engelliler için konulan şarz aletinin kablolarının sökülmesi, bisikletlerin denize atılması bu şehirde yaşayanlara inanın yakışmıyor.
Şu da var belki yapılan projeler birilerinin hoşuna gitmeyebilir eleştirilebilir bunlar makul ve olağandır fikirlerimizi yıkarak sökerek değil tartışarak ortaya koymalıyız.Doğru bilgiler ışığında üretilen bilgiler her zaman faydalı olmuştur.
Dedikodu ve kısır çekişmeler bizleri bir adım ileri taşımadığı gibi çalışma şevklerini kırmaz mı?
Onun için bu şehirde yaşıyorsak bugününe ve geleceğine birlikte sahip çıkmalıyız..