DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Siyasi Üslubumuz
Son günlerde bazı nedenlerden dolayı yıllardır beraber yol arkadaşlığın yapan isimlerin yol ayırımına geldiğinde ortaya çıkan tabloyu görünce bu yazıyı kaleme almadan duramadım.
Büyüklerimizden Dostluk ve Arkadaşlığın hiçbir çıkar karşılığında değişilmeyeceğini öğrenen bir nesilden geldiğimiz için bugünkü kavgaları hayretle izliyoruz.
Her yolun bir ayrımı vardır ve dostluk, arkadaşlık tam da orada, o ayrımda sınanır. Geçmiş hatıraların gelecek hesabına bir çırpıda ayaklar altına alınması ile ayrılan yolun bir gün yine kesişebileceği ihtimaline bağlanan akıl ya da geçmişin kader birliğine duyulan saygının öne çıkması ve yoldaşların birbirini kucaklayarak, sımsıkı sararak ve sarılarak ayrılmaları arasındaki fark, insanın kalitesini de ortaya kor. İkincinin örnekleri giderek daha az görülse de olması gereken ikinci tarzdır ve kadroları da toplumu da geleceğe taşıyacak olan da o tavırdır.
İlber Ortaylı, İttihatçılığın bir misyon olduğunu ve İttihatçıların birbiriyle vuruşurken bile birbirine sahip çıktığını söyler. İlber Hocaya göre Celal Bayar, Yassıada’da bile “Benim partim” derken Demokrat Parti’yi değil İttihat Terakki’yi kasteder.
Siyaset üslubumuz giderek daha bir hırçınlaşıyor, giderek daha bir kırıcı, ayrıştırıcı bir hal alıyor. Birbirlerine hakaretin envaını yapan siyasetçilerin bir süre sonra o laflar hiç söylenmemiş gibi biraraya gelmelerini, birbirlerine iltifatlar yağdırmalarını gördükçe dehşete düşüyorum. Hafızalar mı çok zayıfladı yoksa bir zamanlar uğruna en yaman kavgaların verildiği kavramlar mı çok değersizleşti?
Bilen varsa söylesin lütfen.
Çünkü siyasi menfaat sayesinde her geçen gün Dostluk ve Arkadaşlığın tükendiği bir süreci yaşamaya başladık.
Unutulmasın ki;Dostluk hiçbir zaman pamuk ipliğine bağlanan bir kavram olmamalı…