ŞARLATANLAR VE GERİ ZEKALILAR
Bir şarlatan çıkıyor ‘Alafranga tuvaletteki suda şeytan var’ diye salak salak konuşuyor…
Bir sosyal medya maymunu çıkıyor ‘Barajlarımızdaki su, şarkılar yüzünden azaldı’ diye saçmalıyor…
Diyanetin görevli imamı, Hatay depreminde ölen Türklerin bedenlerinin pis, Suriyelilerin ise mis gibi koktuğunu söylüyor…
Ve işin ilgin yanı ne biliyor musunuz?
Birçok geri zekalı da bunlara inanıyor…
Böyle insanlarla bir arada yaşamak da…
İnsanın ağrına gidiyor…
MEMNUNİYETSİZLİK!
İşçi, köylü, esnaf zaten oldum olası dertli ve yakınıyor…
Nasıl yakınmasın ki?
Son günlerde dikkat ediyorsanız yaşamından memnun olan bir tane kesim yok.
***
Emekli başta olmak üzere eğitimci yakınıyor, güvenlik görevlileri yakınıyor, sağlıkçı daha fazla yakınıyor.
Tüccar öyle, sanayici öyle…
Memur yakınıyor, sözleşmeli yakınıyor…
İşsizleri, emeklilikte yaşa takılanları, 3600 gösterge alamayanları hiç saymıyoruz bile…
Kısacası…
Kime dokunsanız, feryat yükseliyor her birinden.
***
Dikkatinizden kaçıyor mu bilemiyorum ama son günlerde iktidarı destekleyen çevrelerden de başladı benzeri yakınmalar.
Örneğin başta faizler konusunda çark edilmesi ve seçim öncesi verilen mülakat ve benzeri konularda sözlerin tutulmaması, iktidarı bugüne kadar destekleyen kesimlerden bile “İyi de bu kadar da olmaz” seslerin yükselmesine neden oldu.
İktidara sonsuz destek veren sendika, oda ve STK’lar destek verdikleri iktidarın uygulamalarını eleştirmeye başladı.
Ha, bu bir işe yarar, bir şeylerin değişmesini sağlar mı?
Elbette sağlamaz…
Ancak…
Bir sonuca varılamayacak olması var olan memnuniyetsizliğin de üzerini örtmez!
SİYASETTE VE FUTBOLDA TAŞERON ZİHNİYETİ
Siyasette dışa bağımlıyız.
Yukarıdan kimi gönderirlerse göndersinler, Ordulu kabulleniyor.
İktidar partisinin iki milletvekili de şehir dışından.
AKP’de Ordulu adaylara ve Orduluların sesine kulak veren yok!
Muhtemelen yerel seçimlerde da durum değişmeyecek.
Sonra Ordulu politikacı yetişmiyor mu diyorlar?
Bence yetişiyor ama; Ankara’dakiler görmüyor…
***
Sadece siyaset sahnesinde değil.
Futbolda da durum aynı.
Ne kendi vekillerimizi seçebiliyoruz.
Ne de futbolcumuzu.
Futbolda da tamamen dışa bağımlı duruma geldik.
****
Taşeron anlayışı yüzünden kent her geçen gün daha kötüye gidiyor.
Bir şehir düşünün kendi insanına kendi siyasetçisine değer vermiyor.
Kendi futbolcusuna, kendi antrenörlerine.
Fark edemedik!
Bayrak inmez, ezan susmaz dediler anlamadık.
Atı alan Üsküdar’ı geçti fark edemedik.
Nas dediler, niyaz dediler bunlar dindar zarar gelmez dedik. Faiz dediler, enflasyon dediler, dünya faizi yükseltirken bizimkiler faizi indirdiler, dolar fırladı ülke battı. Geldiğimiz noktada faiz yüzde 50’lere dayandı, daha da yükselecek gibi biz hala aval aval bakıyoruz neler oluyor diye. Dış güçler dediler, bunlar daha iyi günleriniz diye söylendiler yine anlayamadık. Yapay zekaya inanıyoruz da yapay muhalefete inanamıyoruz. Kerhen gittik oylarımızı verdik, seçim bitti yenilenler ve sürecin sorumluları yine başımızda olsunlar diye mücadele edenler var içimizde. Suyu yavaş yavaş ısıttılar, kurbağalar anladı, biz henüz fark edemedik…
PAZARTESİ NEŞESİ
Ailesiyle Muhteşem Yüzyıl dizisini seyreden minik çocuk annesine dönerek; ‘Anne ben de padişah olmak istiyorum’ dedi. Ve ‘Yedi tane cariyem olacak…’
Biri bana yemek yapacak.
Biri elbiselerimi yıkayacak.
Biri arabamı yıkayacak.
Biri evi temizleyecek.
Biri bana şarkı söyleyecek.
Biri beni yıkayacak.
Biri de benimle sohbet edecek, eğlendirecek…
Anne ‘Peki yanında yatacak kimse istemiyor musun?’ demiş.
Çocuk ‘Hayır benim yanımda sen yatacaksın. Çünkü seni çok seviyorum canım anneciğim’ demiş…
Anne gözleri yaşararak sormuş ‘Peki cariyelerin nerede yatacak oğlum?’ Çocuk ‘Onlar babamla yatsın’ demiş…
Baba gözleri sevinçten parlayarak bağırmış;
Padişahım sen çok yaşa…
Dinimize Küfür Eden Şerefsizse!
Boşuna dememişler dinimize küfür eden MÜSLÜMAN olsa bari, diye!
Ama bakıyorum, o Müslüman değil şerefsizmiş!
Elinde cep telefonu sosyal medyada açtığı çakma sayfasından sağa sola yazdığı iftira dolu karalamalarla kendini adam yerine koydurduğunu sanıyor.
Buradan ona son kez hatırlatmada bulunuyorum bir köşe bulmuşsun otur oturduğun yerde sonra o köşe son köşen olur sana kapanırsa evden dışarı çıkacak halin kalmaz!
Şimdi daha yakın zaman kadar Devletin üst düzey yöneticiliğini yapan kişiye çakıyor çiviliyorsun peki sana sormak isterim madem bu kadar cesur ve cüretkarsın o bahsettiğin kişi burada görevde iken niye aynı iddialarını yazamadın?
Ama sen alışmışsın arkadan konuşup yazmaya sonra sıkışınca araya adam koyarak özür dilemeye!
İstersen bu uyarımdan sonra yazmaya devam et bende senin hikayen çok yazarım canı sıkılanlar okur seni daha iyi tanımış olur.
