Ana Sayfa Tokmak 30 Ocak 2022 1723 Görüntüleme

31.01.2022 Pazartesi

                     Seçmenin terazisi!… 

Bazen…
Her gün 2-3 gazete, yüzlerce kitap okursun…
Sayısız Üniversite bitirir, mastır ve doktora yaparsın ama yine de kendini ifade edemez cahil kalırsın…
Bazen de…
Basit bir meslek sahibi olan, dış görünüşünden hiçbir şeye benzetemediğiniz normal bir insan çıkıp öylesine bir tespit yapar ki, 40 yıllık siyaset bilimciden duyamadığınız sözleri ve tespitleri dile getirir.
TV ekranlarında mikrofon uzatılmış,yüzünde 5-6 günlük sakalı, üzerinde solgun bir mont olan 30-35 yaşlarında tahmin ettiğimiz bir vatandaş öyle bir yorumda bulunuyor ki, duyduklarınıza inanamazsınız.

İşte o seçmen…

Yeri geldiğinde mağduru koruyan , yeri geldiğinde aynı mağdurun başkasına mağduriyet yaşatmasını cezalandırabiliyor.
Kısacası…
Seçmen öylesine bir teraziye sahip ki, ne bir gram eksik tartıyor ne de bir gram fazla…

Yeter ki tartıya çıkarsın..

 

             Olacak iş değil ama… 

 

Bu gün beyaz eşya mağazasına gidip, bir Buzdolabı almak isteseniz, “parasını da seneye ödeyeceğim” deseniz, mağaza sahibi sizi mağazadan kovar.
Bir markete gitseniz, bir kalıp peynir alsanız ve kasadaki görevliye ”Bunun parasını seneye ödeyeceğiz” deseniz, aynı şekilde peynir kalıbını elinizden alıp, “Hadi size güle güle” derler.
Bugün, iğneden ipliğe, perdeden daireye ne alsanız, aldığınızın parasal değerini “seneye ödeyeceğim” diyemezsiniz.
Borcunuzun olduğu birine bir yıllık çek yazmaya kalsanız, adam sizi odunla döver.
Ama gelin görün ki, bu yıl belirlenen pancar bedelini devlet çiftçiye bir yıl sonra ödemeyi dayatıyor.
Bir yıl sonra gübre ne olur? Mazot elektrik ne olur hiç umurunda bile değil.

“Bugün bu fiyatı belirledim ama sana bu fiyat üzerinden ödemeyi seneye yapacağım” diyebiliyor…
Olacak iş değil ama oluyor işte!

Ne yalan söyleyeyim iyi ki biz pancar üretmiyoruz!

Çünkü biz o dönemleri yaşadık…

Eskiden Fiskobirlik aldığı ürünün bedelini aylar sonra ödüyordu. Fındık parasını alamayanlar Fiskomarlardan alışverişe zorlanıyordu neyse  ki biz o dönemleri geride bıraktık.

Şimdi ver fındığını al paranı dönemini yaşıyoruz..

 

                               Evlilik Perisi!  

 

Adam  ile  karısı evliliklerinin 25’inci yılını kutlarken, bir anda ortaya çıkan “Evlilik Perisi” demiş ki:
– Sizler 25 yıl evli kaldığınız için ödülü hak ettiniz. Her ikinizin de birer dileğini yerine getireceğim. Haydi bakalım bana dileklerinizi söyleyin.
Kocası daha ağzını açmadan kadın atılmış:
– Biz evliliğimiz boyunca hep fakir yaşadık ve çok sıkıntı çektik. Ne olur bizi zengin yap!..
Elindeki sihirli sopayı sallar sallamaz, evin içindeki her yeri parayla dolduran Evlilik Perisi, bu defa erkeğe sormuş:
– Ya senin dileğin nedir?
Adam, uzun uzun karısına baktıktan sonra dileğini söylemiş:
– Kendimden 30 yaş küçük bir kadınla evli olmak istiyorum!..
Evlilik Perisi elindeki sopayı tekrar sallamış dileği yerine gelen adam artık 70 yaşındaymış!..,

 

                           “Aşka Dair”  

 

“Aşk sizi çağırdığı zaman onu izleyin… Yolları zorlu ve dik olsa da.
Kanatları sizi sardığı zaman, ona teslim olun. Tüyleri arasına gizlenmiş kılıç sizi yaralayacak olsa da. Hem aşk sizinle konuştuğu zaman, ona inanın. Bahçeyi tarumar eden kuzey rüzgârı gibi darmadağın etse de düşlerinizi sesiyle.
Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer sizi. Hem besler, büyütür hem de budar sizi.
Yücelerinize tırmanıp okşar, sever güneşte titreyen en körpe dallarınızı. Derken inip köklerinize, sarsar toprağa sıkı sıkıya tutunuşlarını.
Mısır demetleri gibi derer sizi aşk. Harman yerinde dövüp çırılçıplak bırakır. Kabuklarınızı elemek için kalburdan geçirir. Apak edinceye kadar öğütür sizi. Yumuşayana kadar yoğurur; Sonra sofranıza ekmek olur!

Gerisini yazmam çünkü yazının bundan sonraki yolu farklı yerlere gidiyor!

 

                                   Mandalina!  

Pandemi sürecinde internet üzerinden yapılan alışverişler öylesine büyüdü ki, çayı şekeri bile bu firmalardan temin eder olduk!..
Cep telefonu ya da bilgisayar üzerinden verilen siparişler, kargolarla
evlerin kapılarına kadar ulaştırılıyor…
Geçenlerde bir arkadaş, sitenin lokalinde otururken; 1 kilo mandalina
siparişi verdi, 20 dakika içinde meyve geldi…
Büyük kolaylık elbette…
Ne var ki, madalyonun öbür yüzü de var!..
Büyük firmalardan biri, müşterisine gönderdiği ayıplı mal nedeniyle mahkemeye verildi…
Yerel mahkeme, “bedel iadesi” kararını verince, firma kararı temyize gönderdi…

Şimdi Yargıtay’dan çıkacak temyiz kararı bekleniyor..

Yani işin birde bu tarafı var..

Onun için biz yinede Mandalinamızı kendimiz alalım…

 

                                 Kıssadan Hisse!

 

Bizim İdris sürekli oturduğu pastanede gözüne kestirdiği hayat kadınının yanına yaklaşıp  ücretini sormuş.
Cevap  bin lira olmuş…
Bunun üzerine İdris: “Ben sana 5 bin lira veririm ama bir şartla” diye teklifte bulunmuş.
Kadın “Nedir o şart?” diye sorunca İdris:
-“İşimiz bitince seni döverim”
Kadın düşünmüş iyi para diyerek,kabul etmiş.
Ama bir yandan da yol boyunca durup durup soruyormuş “Ne kadar döversin?” diye.
Israrla cevap vermemiş İdris…
İşlerini bitirmişler.
Kadın tekrar sormuş “Şimdi beni ne kadar döveceksin?” diye.
İdris dayanamamış yapıştırmış cevabı:
-“Paramı geri alıncaya kadar!”

İlginizi çekebilir

TOKMAK 18 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ

TOKMAK 18 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri