Ana Sayfa Tokmak 23 Ocak 2022 1326 Görüntüleme

24 Ocak Pazartesi

                   Bunları Duymaya Hazırlanın…

“Ben görevimin başındayım. Görev süreme kadar da verilen görevi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum”
“Benim istemem önemli değil. Önemli olan Partimin aday gösterip göstermeyeceği”
“Halk da isterse aday olurum”

“Hele o gün bir gelsin bakalım. Arkadaşlara sorup danışırız. Şimdiden şu veya bu demek mümkün değil”
“Allah nasip ederse olur. Nasip etmezse olmaz”
“O tarihe kadar neyin ne olacağı belli mi olur”
Daha seçimlere çok süre var. Daha çok köprüler altından sular akar”
Eğer bir insan, şu sıralar aday olup olmayacağı  sorulduğunda yukarıda ki cümleleri kuruyorsa, bilin ki o insan aday olmaya can atıyordur.

 

               Pişkin Satıcı!

Adamın biri Mahmut paşa’dan aldığı tişörtü çocuğuna giydirdi. Eminönü’ne doğru yürüdüler. Biraz sonra yağmur başladı. Yağmurdan ıslanan tişört hemen çekti, neredeyse bir avuç bir şey oldu. Adam çocuğu elinden tutup yeniden Mah-mut paşa’ya getirdi. Satıcının yanına yaklaştı, tişörtü işaret etti:
Tanıdın mı? Satıcı pişkin:
Maşallah Maşallah diyerek ne de çabuk büyümüş, delikanlı olmuş maşallah!

 

            Siyaset ve Kibir

 

Her iktidar kendi zenginini yaratır.
Önce iktidarın çevresinde servet artar…
Sonra siyaset aracılığıyla  yaratılan servet bir anda müreffeh yaşamlara dönüşür.
Servet arttıkça şımarıklık da artar…
Bu beraberinde ister istemez riyakârlığı, kural tanımazlığı ve aşırı kibri getirir…

İktidarların iktidardan düşüş süreci nasıl başlar bilir misiniz?
Yukarıda da söylediğimiz gibi her şey iktidar sayesinde sağlanan servetin, beraberinde şımarıklığı, kibri, kural tanımazlığı, adaletsizliği, cahilliği, ulaşılmazlığı, saadet zincirlerini kolay yoldan ikbal arayışlarını…
Kısaca, para ile hava atmayı getirmesiyle başlar…
Sonuçta:
Kolay ve haksız şekilde kazanılan parayla hava atıldığı gün, oy ile hava alındığı gün oluverir…

 

             Yazık Oluyor, Yazık…

 

Ordu’da herkes birbirine karşı…
Herkesin elinde bir muz kabuğu…
Diğerinin ayağını kaydırmak için çabalıyor…
Siyasette, bürokraside, ticarette, sivil toplumda, medyada, sporda…
Ordululuk  bilinci bir türlü yerleşmiyor…
Herkes şahsi çıkarını, egosunu, düşüncesini ‘Ordu’nun önüne koyuyor…

Ordu’daki ‘lobi’cilik İstanbul’daki gibi isterikli…
Ve bu da bu şehrin önüne bir lider çıkmasını engelliyor…
Bu şehirde liderlik rolü üstlenebilecekler de…
Tüm bu manzaradan yılıp, terki diyar ediyor!
***
Herkes muhalif…
Ama birbirine…
Hele hele bu şehirde yatırım yapan…
Bu şehrin insanlarına karşı başlatılan ‘algı’ kampanyaları…
Bu şehirde istihdam sağlayanlara karşı yürütülmeye çalışılan ‘linç’ kampanyaları…
Son derece ahlaksızca ve son derece aşağılık..

Kısacası bu şehre yazık oluyor yazık ediyorlar..

 

                           YUMURTA!

 

Bizim buralar da “Yumurta çıkışa gelince bağırmak”  diye bir deyim vardır…

Farklı kelimelerle de ifade edilir ama…

Sütunlara yakışan tarzı bu diye düşündüm…

Yani, siz dolar yükselerek ekonomimizde sorun olmaya başladığında…

“Haydi dolarları bozduralım, TL’ye geçelim” derseniz…

Yukarıdaki deyime göre hareket etmiş olursunuz…

Sonra da uğraşır durursunuz…

Olan yine Yumurtaya olur!

 

GÜNDEME DAMGA VURAN SÖZLER…

Birincisi Sunay Akın’dan duyduğum; “Bir milletin zenginliği hisse senetleri değil, hissi senetleridir.

”İkincisi sosyal medyadan; “Dini tilkiden öğrenirsen tavuk çalmayı sevap sayar.”

Üçüncüsü Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’un; “Ne eski Türkiye, ne de yeni Türkiye var. Mavi gözlü dev adamın Türkiye Cumhuriyeti var.”

Dördüncüsü Çetin Altan’ın; “Yaşamayı becermek bir hüner, keyifli yaşamayı becermek ise bir sanattır.”

İlginizi çekebilir

TOKMAK

TOKMAK

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri