Ana Sayfa Tokmak 9 Ocak 2022 1606 Görüntüleme

10 Ocak 2022 Pazartesi

Kaldırım TERÖRÜ!  

Defalarca yazmama rağmen ne gariptir ki hiçbir yetkili yaya yolları üzerinde yaşanan terörü göremiyor!
Vatandaş yaşadığı bu terör nedeniyle yakınmaktan, biz de bu terör yakınmalarını dile getirmekten artık bıktık usandık!
Ama ne fayda?
Kılını dahi kıpırdatan yok!
Altınordu ilçesinin  yaya yollarının tamamı motosiklet, bisiklet ve scooter işgali altında…

Seyyarlara alıştık onları zaten görmüyoruz!
Kaldırım üzerinde tedirgin olmadan yürümenin imkanı yok.

İnsanlar “Hangisi çarpacak acaba?” korkusuyla adeta arkasını kollayarak yürür hale geldi.
İş öyle bir hal aldı ki, yaya yolları üzerindeki motosiklet, bisiklet ve soocoter’ler, cadde ve sokak yollarından daha fazla…
***
Şimdi bir kez daha sormak istiyorum,Vali mi?, Belediye Başkanları mı?, Emniyet Müdürü mü?
Kim bu teröre son verecek bilemiyorum?
Ama biran önce yaya yolları yayalara teslim edilse hiç fena olmayacak…
Zira…
Yaya yolları adı üzerinde yayaların yolu!
Çok mu zor birkaç gün süreyle yaya yolları üzerinde denetim yapmak?
Çok mu zor yaya yollarını yayalardan daha fazla kollanan bu motosiklet, bisiklet ve scooterlere ceza yazmak?
Çok mu zor yaya yollarını tamamen yayalara vermek?

 

Yazan Olmak! 

 

Bugün 10 Ocak Çalışanlar Günü…

Yani ismi üzerinde çalışanların bu meslekten evine ekmek götürerek namusuyla işini yapan emekçi arkadaşlarımın günü..

Bugün Valiliğimiz ve  Büyükşehir Belediyesi  ortaklaşa kahvaltı programı hazırlayarak Çalışan Gazetecilerle bir araya gelerek bizler için anlamı kalmayan bu günü kutlayarak çeşitli hediyeler verecekler.

Elbette teşekkür edilmesi gereken bir davranış..

Fakat ne gariptir ki bugün şahsım o kahvaltıya  yine gitmeyeceğim.

Neden diye sormayın gayet basit..,

Gazeteci olmayan  bu mesleğin kıyısından köşesinden içine giren sağdan soldan yapıştırdıkları yazılar ile köşe yazarlığı yapan  dahası kelle kopartıcıları olarak bilinen şahıslar yine  masalarda yerlerini alarak ön plana çıkacaklar ama mesleğini onurları ile yapan arkadaşlarımız onların arasında “ konu mankeni” olarak yerlerini alacak.

Onun için ben bu davete katılmıyorum…

 

600 Yıl Önce ve Bugün.. 

“Vergi artışıyla toplanan vergiler arasında ters bir orantı vardır. Yüksek vergiler hem halka hem de devlete zarar verir.”
Kim diyor bunu?
İbn-i Haldun diyor…
Ne zaman diyor?
Bundan tam 600 küsur yıl önce diyor…
Peki ne demek istiyor?
“Yüksek vergi oranı devleti zenginleştirmez.

Esas olan düşük vergiyle ekonomide sirkülasyonu sağlamaktır” demek istiyor.

Son olark ne diyor?
“Oysa vergiler düşerse halkın elindeki sermaye artacağından üretim de artacaktır ve sonuçta üretim arttığı için toplanan vergi miktarı da artacaktır.” diyor.
Burada ne demek istiyor?
“Sermaye artışı istihdamı artırır. Artan üretim daha fazla vergi tahsilatı sağlar” diyor…
Özet olarak:
“Bir devlet zenginleşmek istiyorsa daha az vergi toplamaya çalışsın. Fakirleşmek istiyorsa daha çok vergi toplamaya çabalasın.”

diyor İbn-i Haldun…
Ne zaman diyor?
Bundan tam 600 küsür sene önce diyor…
Bu gün, yani 600 küsür yıl sonra ne yapılıyor?
???????
Ne yapılıyor?

 

  Ölünde Kurtulun!  

Vaka sayılarının artmasına rağmen aşı olmamakta direnen,
maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymayanlara;
Sağlık Bakanlığı’nın verileri de bir şey anlatmıyorsa daha ne diyelim?..
Kendisini düşünmeyen insan, başkasını dert edinir mi?..
Bu kadar inada rağmen “Ölün de kurtulun!” demek, dini ve siyasi fikirlerimizle
bağdaşmıyor elbette…
Ama yeter artık!..
Yeni varyant hızla yayılıyor…
Omicron, diğer varyantlar gibi ağır değil ama kronik hastaları seçiyor…
Ölü sayısı ortada…
Her gün ortalama 130 kişinin hayatını kaybetmesi sıradan mı?..

 

 

Doğruyu yazmış… 

 

Bir dostum yazmış..

Ordulular 2021 yılını nasıl geçirdi?

Cevabı aslında basit…

Türkiye gibi…

Acıyla, çileyle, yoklukla…

Peşkeşle, riyayla, yolsuzlukla…

İsrafla, masrafla, fesatla…

Fakir daha fakirleşerek…

Zengin, biraz kaybederek…

Umursamazlıkla, diyalogsuzlukla…

“Ben bilirim” ile…

“Ben yaptım oldu” ile…

Saz çalarak, ud çalarak, göbek atarak…

Rüşvet alarak, kasalara altınları ve paraları dolduranların hesabı kapatılarak…

Hepsini özetlemiş…

Haksız değil yani…

 

Fark nerede? 

 

4 Ocak 2021 tarihinde dolar kuru 13.30 civarındaymış.
Benzinin litresi de 9 lira 60 kuruş üzerinden satılıyormuş.

Bir yıl sonra..

4 Ocak 2022 tarihinde dolar yine 13. 30 civarında oldu…
Benzinin litresi ise 13 lira 5 kuruştan satılıyor…
Dolar bir yıl önceki rakamla aynı fakat benzin fiyatı neredeyse 4 lira daha yükselmiş.
O tarihten bu yana petrol fiyatları da artmamış…
O halde bu kadar fark nereden geliyor?
Aslında sormaya bile gerek yok.

Zira…
Geçen yıla oranla benzinden alınan vergi daha da artmış…

İlginizi çekebilir

TOKMAK 5 EKİM 2020 PAZARTESİ

TOKMAK 5 EKİM 2020 PAZARTESİ

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri