Ana Sayfa Tokmak 19 Haziran 2022 1612 Görüntüleme

TOKMAK

                                     FINDIKTAKİ HOROZLAR! 

Söz konusu fındık ve fındıkçı olunca öyleleri var ki, iddialarını akıllarına, hakaretlerini de vicdanlarına uğratmadan, asıl-vekil demeden, “kem sözün sahibine ait olduğunu” da unutarak abesle iştigal eden lâflar eyliyorlar!

Hani denir ya; “Güler misin, ağlar mısın?”

Hele hele bazıları var ki, “Ben dedim de oldu. Fındık paraları çuvala doldu!” dercesine böbürlenip kendilerini Kaf dağına bile çıkarıyorlar!

Aleme-avama tepeden bakıp, sallayıp duruyorlar!

Ezcümle; iyi saydıkları-sandıkları işlere, hep kendilerinin ettikleri kelâmlar, eyledikleri eylemler sebep oluyor, diye biliyorlar!

Kıssadan hisse alsınlar diye; “Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar!”

 

 

 

                                   TESTİ KİRLENİNCE!… 


1980 öncesinde, insan hayatının bile “pamuk ipliğine bağlı” olduğu anarşik zaman diliminde, siyasiler birbirlerine kırıcı değil, incitici sözleri bile, “çeliği ipeğe sararak”  zikrederlerdi.

Bugünkü siyaset erbabının (kullananları kast eyliyoruz) zikrettiği gayr-i ahlaki, gayr-i insani, dahası kul hakkına bile sirayet eyleyen çirkin, berbat, hatta günah olan sözlerin zerresi o yıllarda yoktu.

O günden bugüne neler oldu?

Ya da, onlardan bunlara ne değişti?

Onlar öyle idiler de, bunlar niye böyle oldular, oluyorlar?

Bunların ağızlarından neden bu pespaye sözler dökülüyor, taşıyor?

Cevap “Kıssadan hisse” hesabıyla Mevlâna’dan:

“Testide ne varsa, dışarı o taşar!”

 

 

 

Uyu halkım uyu, uyutayım seni!

1970’li yıllarda, yani bizler çocuk iken bu müzik parçasını Melike Demirağ söyler, bizlerde dinler, uyur-uyanırdık.

Sözleri, nakaratı şöyle idi:

“Uyu yavrum, uyutayım seni,

Ninnilerle minnilerle avutayım seni,

Şarkılarla türkülerle uyutayım seni,

Masallarla ninnilerle avutayım seni.”

50 yıl sonra uyutma ve avutmanın şeklini ve sözlerini değiştirerek aynı parçayı bugünlerde “Bir uyuyun 6 ay sonra uyanın. Çok farklı noktalara gidecek enflasyon” diyen ve verdiği sürenin dolmasına bir hafta kalan ekonomin kitabını yazan takımından (!) Nebati söylüyor.

 

 

 

 

SUYA ZAM!

İşyerimde tükettiğim 1 ton su karşılığında 53 Tl ödedikten sonra Allah fakir Fukaranın yardımcısı olsun dedim.

Suyun içinde suya hasret kalmak gibi bir şey  bu…

İşyerimin yan tarafında OSKİ ödeme merkezi var samimi söylüyorum muhalefet parti temsilcileri siyasilerin hiçbir yere gitmesine gerek yok gelsinler fatura ödemeye gelen vatandaşların çıkarken tepkilerini ettikleri küfürü görsünler yeter!

Su parası ödeyen vatandaşlar neredeyse Matbaa camlarını kıracaklar bizden hesap soruyorlar görmüyormusunuz yazsanıza ama siz yazamazsınız diyerek  öfkesini bize patlatıyor.

Sanki 1 ton su bedeli olarak 53 Tlyi ben ödemedim.

 

 

 

Memleket Kurtulur mu?

Hem Ordu, hem Türkiye için sorulabilir bu soru?

Herkesin farklı bir cevabı olabilir…

Ama ben ‘Kesinlikle kurtulmaz!” diyenlerdenim…

Çünkü kurtuluş için hep birilerini bekliyoruz…

O lider, bu lider ya da şu lider…

Oysaki kurtuluş tamamen sistemdedir…

Sistemi kuracak olan kim?

Siyaset!

Hangi siyasetçi olursa olsun, elindeki ‘Mecbur etme’, ‘Kaynaklara hakim olma’ hakkını devreder ki?

Mümkün değil!

O zaman işte ‘Yumurta- tavuk’ çıkmazına giriyor iş!

Tıpkı memleketin kurtuluşu gibi!

 

 

 

Ordu sahipsiz…

” Ordu sahipsiz!” diyor, bir zamanlar Ordu’nun siyaseti yönlendiren ismi Hasan Evli..

Çok doğru…

İktidar temsilcileri kentin kaynakları üzerine çökerken…

İhaleler ‘Adreslere teslim’ paylaştırılırken…

Her kurum birer arpalık haline getirilirken…

Sesini çıkarın mı var?

Paylaşımdan pay alanlar, halinden memnun iken…

Pay almayanlara ‘Sıra sana da gelecek’ denilirken…

Bu şehre sahip çıkması gerekenler kim?

Elbette muhalefet!

Peki muhalefet ne yapıyor, sahip çıkıyor mu?

Onu da Hasan Evli’den dinleyelim.

Muhalefet iktidar olmak istemiyor açıkça söylüyorum bir tek Cemal Enginyurt var, Televizyonlarda mecliste sokakta çırpınan..

Şimdi fazla uzatmaya gerek yok Ordu’da Ordu’yu sahiplenecek siyasetçi yok herkes bir şeylerin peşinde düşmüş yürüyor! Son bir şey söylemek istiyorum, Allah’ım bizlere bugünleri aratmasın..

İlginizi çekebilir

TOKMAK 29 NİSAN 2019 PAZARTESİ

TOKMAK 29 NİSAN 2019 PAZARTESİ

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri