Ana Sayfa Yazarlar 26.07.2021 341 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

M.Yavuz KÖKSAL…

O haberi duyduğumda içim “cız” etti ve yine bir eksildik dedim!

Bazı insanlar vardır, “satırlara sığmaz, kelimelerle ifade edilmez”.

Şarkiye Mahallesinin yani “ Boklu derenin” yakışıklı yüreği insan sevgisi ile dolu olan kış aylarında evleri Mübarek ramazan aylarında sofraları ısıtan fakir fukarayı hor görmeyen bir ailenin oğlu olmak adeta onun omzunda ki paltosunun ağırlığına meydan okuyordu.

Turist otel yanında evlerimiz bitişik sayılır aramızda 3 metrelik yol vardı.

Annesi Münevver teyze, kardeşi Oğuz ve Sebahat ile örnek bir aileydiler.

Biz çocukluğumuzda rahmetli Sebahattin Köksal’ın omzundaki palto ile evinden çıkmasına alışmıştık, sonra babasının vefatının ardından onun yokluğunu hiçbir manada hissettirmeyen bizlerin ağabeyi olan Yavuz Köksal’ı omzundaki aynı renkteki palto ile evinden çıkarak fındık fabrikasına gittiğini görmeye başladığımızda tüm mahalleliler gibi rahmetli Annem “tıpkı babası” gibi derdi.

Evet öyleydi Yavuz ağabeyimiz aynı rahmetli babası gibiydi ama inan insan kilitleniyor öyle birinin ardından yazılmıyor.

Maddiyata önem vermeyen kendini her zaman saygın hissettiren maddiyatı her zaman arka plana atarak maneviyatı ön plana çıkartan sevgili ağabeyimiz o kadar acılar yaşadı ki acılarını içine atarak taş kütlesi yaptı. Kurtuluş ablamın varlığı onun en büyük gücü  ve silahı olmuştu. Çok sevdikleri evlatlarını zamansız kaybetmeleri onlar için adeta yıkım olmuştu. Yavuz ağabey aslında çok güçlüydü ama üst üste gelen acılar onun gücünü eksiltmeye yetmiş adeta kendini sosyal medyada göstermeye başlamıştı.

Düşünebiliyor musunuz sevdiklerini üzmemek için hastalığını bile saklayan bir ADAMIN tebessümü ile bizlere verdiği mesajı…

Şimdi arkasından ne yazarsak yazalım kelimeler yetmeyecek onu tarif etmeye..

Bir kaç gün önce rahatsızlandığını hatta makineye bağlandığını duyunca eskilere doğru yol almaya başladım sonra Çarşamba günü Bahtiyar Köksal abiye sordum kafasını sallaması bana cevabı vermişti zaten o günün sabahı acı haberi aldık.

Perşembe günü önce evinin önünde helalleşmenin ardından Ulu camiinde kılınan cenaze  namazı sonrası aile kabristanlığına yol ederken bizim mahallenin farklı uşaklarından Nevzat Akata’nın yazdığı gibi “ başını alıp gitti” diyerek uğurladık…

Işıklar içinde uyu Bizim mahallenin YAVUZ ağabeyi…

İlginizi çekebilir

Sahi; Kimi Tarif Ediyoruz!…

Sahi; Kimi Tarif Ediyoruz!…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri