Ana Sayfa Tokmak 25 Ekim 2021 1585 Görüntüleme

25.10.2021 TOKMAK

Doğu Müdür ile Sohbet…

Emniyet Müdürü Doğu Ateş ile göreve başladığı günlerde sohbet etmiştik. Aradan bayağı zaman geçmiş bir araya gelememiştik. Geçtiğimiz hafta buluştuk çay sohbetimizde Ordu’yu masaya yatırarak güzel bir sohbete imza attık.

Ordu’yu konuştuk…

Sıkıntıları konuşurken çözüm yollarını paylaştık.

Müdürlüğü ile ilgili Gazete Tv ve sosyal medyada çıkan haberleri titizlikle incelediğini her haberden haberdar olduğunu bir kez daha görmüş oldum.

Peşinen konuşayım, sakın Ordu Emniyet Müdürü Doğu Ateş için “Ordu sokaklarında gözükmüyor makamında oturup müdürlük yapıyor” diyerek sallamasın.

Doğu Müdür sıra dışı bir kimliğe sahip yani aslına bakarsak içimizden biri tek eksiği var medyatik değil!

Eski Müdürleri biliriz 2 Hırsız ile 50 gram esrar yakalandığı zaman basın mensuplarını çağırır “Ordu Emniyetinin Büyük başarısı” diye haber tembihi ederlerdi.

Elbette Emniyet Müdürü şehrin Asayişi başta olmak üzere Terörü, Trafiği, Uyuşturucusu ve huzurundan sorumludur ama sadece o kadar değil. 19 ilçeyi kontrol altında tutarak Emniyet teşkilatının fiziki ve teşkilat olarak yapılanması sıkıntıları yerlerinde çözerek vatandaşların huzur içinde bir arada yaşamalarını sağlamak kolay değil…

Neyse biz Emniyet Müdürünün görevlerini yazacak değiliz fakat yaptıklarını da görmezden gelmemek gerekir.

Sohbetimiz biraz uzun ama yazımız kısa oldu onunda nedenleri Burası ORDU sohbet  çayı sohbeti bitmez, O kadar….

 

 

 

Kaya Soruyor…

Değişim Partisi İl başkanı İlhan Kaya sosyal medya aracılığı ile Akp iktidarı fındık üreticisinin emeğini her gün çalmaya devam ediyor. Eylül ayında 1 kg fındık 3,13 dolar olarak 26 tl olarak açıklandı. Bugün 3.13 dolar 29 tl olurken fındık serbest piyasada geçen yılın fiyatı olan 23,50 tl aradaki fark hangi rantiyecilerin cebine gidiyor. Fındık üreticisinin alın terini çalmaya utanmıyormusunuz. Nerede bölgenin milletvekilleri neden susuyorlar paylaşımını yaparak isyanını dile getiriyor…

 

 

 

 

Bizim ZEKA!

 Müşteriyi kazıklamanın Ticari Zeka,

Halkı kandırmanın Siyasi Zeka,

Ambulans arkasına takılmanın Pratik Zeka,

Şike yaparak kazanmanın Sportif Zeka,

İyi niyeti suistimal etmenin Kıvrak Zeka

olarak algılandığı bir toplum zekaya değil ahlaka ihtiyaç duyar.

                                                                       Prof. Dr. Aziz Sancar

 

 

 

En Güzel Yol Haritası…

Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözü, bu ülke için yol haritasıdır…
Ancak, şu yaşananlar bizlere bir kere daha gösteriyor ki,
Atatürk’ün tanımladığı millet kavramı içinde, bizlerin bizden
başka dostu yoktur!..
Omurgasızlıklarıyla bizlere her bakımdan ders vermeye kalkışanlara inat,
değerlerimizle birlikte hem demokratik hem ekonomik gelişmelerle bu milleti
çağdaş medeniyetlere taşımak, hepimizin görevidir…
Yoksa, bu milleti tarih sayfalarından silmek isteyenlerin kirli senaryoları
asla bitmeyecek, değişik adlarla karşımıza çıkacaktır…
“Türk, öğün, çalış ve güven” diyen Atatürk’ün ifadesiyle aklı kullanarak çok çalışacak
ve bunun sonucunda da güven oluşacaktır!..
Bizi her bakımdan geliştirecek reçete budur!..

 

 

 

Gönül Alma…

Gönül almak, herkesin harcı değildir…
Çünkü, işin özünde “verebilmek” vardır…
Karşılıksız  bir “selam” bile gönül almaktır…
“Çam sakızı çoban armağanı” da aslında bir “Yarım elma gönül
alma” davranışıdır…
Bunu beceremeyenler için de söylenmiş söz vardır:
“Balın yoksa, bal gibi dilin de mi yok”
Yani, gönül almanın özü insan olmaktır…
Hele de gönlü alınarak sevindirilen bir çocuksa…
Söyler misiniz, ilerleyen yaşlara rağmen hangimiz unuttuk
gönlümüzü alanları…

 

 

 

 

Emir Gibi Tembih !

Saygı duyduğum okuyucum elime bir pusula sıkıştırdı, bunu oku ve  Pazartesi gazetede köşene koy diyerek tembihledi ve gitti!.

Okudum ve yazdığın yazıyı sizlerle paylaşmaya karar verdim buyurun sizde okuyun…

Bakın ben size söyleyeyim: Ne eken sizsiniz, ne de biçen!

Bugüne kadar biz ektik, bize biçtirdiniz.

Yani bize öğrettiğiniz atasözü hep size yaradı.

Hatta belki size yarayacağını bile bile bu sözü fetişleştirdiniz.

Bizim yani çiftçilerin, hoşuna gitsin diye gözüne gözüne soktunuz.

Bak hemşehrim, ne ektiysen onu biçtin dediniz.

Zaman geldi dayandı kapıya: Kapitalizm’in zorlu krizlerinden birinin içindesiniz.

Buradan çıkarsınız çıkamazsınız bilemem.

Ama biz, yani çiftçiler, artık ektiğimizi biçeriz de kardeşim; kendimiz için.

Hani hep dediniz ya “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” diye.

He vallahi: Bırakın yapalım, bırakın geçelim!

Yoksa sizi doyurmamız mümkün değil!

 

 

 

Okuyucu İsteği…

Gazetemize elektronik posta gönderen bir okurumuz bisiklet ve motosikletlilerin kaldırımlardan gittiğini belirterek bu durumun yaşattığı tehlikeye dikkat çekiyor.
Kaldırımların zaten esnaf tarafından konulan mallarla işgal edildiğini kalan dar bir alanı da bisiklet ve motosikletlilerin kullandığını belirten okurumuz; “Bu yüzden pek çok kaza yaşandı. Küçük çocukları olan aileler bu yüzden tedirgin. Bisiklet ve motosiklet kullananlar kaldırımları trafik yolu gibi kullanıyor. Hatta kaldırımlarda hız yapanları bile görüyoruz. Trafik zabıtası bu konuda el atmalı. Kaldırımları yol gibi kullanan bisiklet ve motosiklet sürücüleri için gerekli denetimleri yapmalı” ifadelerini kullanıyor.

İlginizi çekebilir

TOKMAK

TOKMAK

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri