Ana Sayfa Tokmak 18 Ekim 2021 2151 Görüntüleme

18.10.2021 TOKMAK

Polisten Ana’ya Son Mektup…

Son günlerde artan polis intiharlarının hala nedenleri tam olarak araştırılmasa da, Omzuna yıldız takan polis amirlerinin polis kardeşlerimize karşı amirlik taslamalarının tahammül sınırlarını aştığını bunun en yakın örneğini emniyet müdür yardımcısının hakaretleri sonrası intihar eden polis memuru Muhammed Arslan’ın geride bıraktığı mektuptaki şu satırlardan anlıyoruz: “Canım ailem, vefakar anam, asker babam, can kardeşim. Biliyorsunuz ki peygamber ocağında darp edildim, küfür, tehdit ve hakarete maruz kaldım.

Adalet kapısı yüzüme kapatıldı. Sürgüne gönderildim. Ana, din kültürü öğretmenliğini bırakıp, baba mesleğini seçtiğim gün bana ‘Oğlum gitme’ demiştin, ben senin gönlünü edip ikna edip gitmiştim polisliğe. Sen haklıydın. Ana, her şeyimi söküp aldılar. Canım anam, sakın hiç üzülmeyesin, ağlamayasın, senin oğlun vatanına ve milletine asla ihanet etmedi. Alnınız açık, başınız dik olsun. Tarafıma yapılan onca baskı, zulüm, mobbing ve psikolojik işkenceden sonra dayanamayıp hayatıma son veriyorum. Ağabeyim, seni yalnız bıraktığım için özür diliyorum. Annem, senin içinde hiç sönmeyecek bir yangın bırakıp gittiğim için özür dilerim. Babam, sen metanetlisin, anneme destek olasın. Tüm meslektaşlarıma ve dünüme sebep olan kişi dahil tüm silah arkadaşlarıma hakkımı helal ediyorum. Vasiyetimdir, tüm mal varlığım şehit gazi aileleri ve Haluk Levent’in derneklerine paylaştırılsın. Allah’a emanet olun, sizi sonsuza kadar seveceğim.” Arslan helal etse de onun hakkı bu dünyada sorulmuyorsa öteki dünyada elbet sorulacaktır. Bu nasıl bir anlayış, nasıl bir amirliktir Allah aşkına? Benim bildiğim, astına, meslektaşlarına sahip çıkanların yıldızları çoğalır, onlara zulmedenlerin ise incileri dökülür.

 

 

 

Kurtulmuş Ordu’ya Ne Yaptı?

 

 

Yukarıdaki soruyu CHP’li Doktor Milletvekili Mustafa Adıgüzel  sormuş.

Sorunun cevabı gayet basit…

Bırakın, 6 yıl önce söz verdiği 5 Mega projeyi yapmamasını siz hiç kimsenin Ordu tarihinde yapamadığı ama onun yaptığı süper projeyi konuşun…

ORDU’YU BÖLDÜ…

Evet önce Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’ı görevden aldırarak Ordu’nun geleceğini karartarak Ordu Ünye ayırımcılığını öne çıkardı sonra, Siyasette Sporda Sosyal hayatta bölme projesini başarı ile uygulayarak ULUSLAR ARASI MEGA projeyi hayata geçirdi…

Daha söyleyeyim mi boş verin bu kadar yeter…

 

 

 

 

Halının Altı!

 

 

Şeffaflığın her şeyin çözümü olduğunu bir türlü öğrenemedik…

Aman duyulmasın…

Aman bilinmesin…

Aman halının altına süpürelim…

Mantık bu olunca…

Sadece Koronavirüsle ilgili değil yolsuzluklar ile her şey kulaktan duymalarla sürüp gidiyor…

Sokakta konuşulanları inanın, Ordu ve Ordulu hak etmiyor…

Koronavirüste son durumu bir kenara bırakalım, Yolsuzluklarla ilgili ortaya atılan  iddiaların sadece sahipleri değil muhatapları dahi susarsa halının atında yer kalmaz!

 

 

Kimin Parası…

 

Ortalıkta öyle bir para konuşuluyor ki sıfırlarını ben bile sayamadım.

Merakta etmiyor değilim sahi bu değirmenin suyu nereden geliyor..

Daha düne kadar Ordu’da herkes tarafından itilen kakılan dolandırıcı şahız son bir yılsa 2 ev 2 araba alıyor her akşam meyhanelerde daha önce kendisi gibi kenarda bekleyen sinyalcilere ikramlarda bulunuyor.

Hal böyle olunca bende sizler gibi merak ettim onun için buradan soruyorum sahi bu paralar kimin veya kimlerin parası…

 

 

 

ORDU BAROSU…

 

Önceliğimiz Ordu Barosunda başkanlık ve yöneticilik yağan büyüklerimize ve arkadaşlarımızı..

Sonra son seçimde aday olmayan Baro başkanlığını adam gibi cesur yürekle demokrasi çarkını işleterek yapan H. Murat Poyraz’ı..

Şimdi ise Ordu Baro başkanlığı gibi sorumluluğu tavan yapan bir göreve talip olarak seçimi kazanan Av. Sibel Torun kardeşimizi alkışlıyorum.

Göreve seçildiği günden beri takip ediyorum demokrasi adına çok yerinde işlere imza atarak seçimde kendine oy veren vermeyen ayırımı yapmadan mağdur olan meslektaşlarına sahip çıkarak yanlarında durması Ordu Barosunun demokrasi ışıklarının sönmeyeceğine işarettir.

Onun için bir kez daha başkan Av. Sibel Torun ve ekibini kutluyor başarılar diliyorum…

 

 

 

 

Gönül Almak!

 

Gönül almak, herkesin harcı değildir…
Çünkü, işin özünde “verebilmek” vardır…
Maliyetsiz bir “selam” bile gönül almaktır…
“Çam sakızı çoban armağanı” da aslında bir “Yarım elma gönül alma” davranışıdır…
Bunu beceremeyenler için de söylenmiş söz vardır:
“Balın yoksa, bal gibi dilin de mi yok”
Yani, gönül almanın özü insan olmaktır…
Hele de gönlü alınarak sevindirilen bir çocuksa…
Söyler misiniz, ilerleyen yaşlara rağmen hangimiz unuttuk gönlümüzü alanları…

Sakın akide şekerini unuttuğumuzu sanmayın…

İlginizi çekebilir

TOKMAK

TOKMAK

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri